Öğrendim ki

Öğrendim ki,

Büyümek yavaş yavaş oluyor… Bir ömür, büyümek için çabaladığın anılardan oluşuyor… Ve hiçbir zaman “tamam oldum artık” dediğin bir noktaya gelemiyorsun… Aslında hayat dediğin de bu sürecin kendisi oluyor…

Öğrendim ki,

Yanlışlar öğretiyor doğruları… İnsan hatalarıyla, yaralarıyla yol bulabiliyor… Keşke demek yerine iyi ki dendiğinde öğrenilebiliyor…

Öğrendim ki,

Akıllı ve kurnaz olmak değil, masum olmak, insanı güçlü kılıyor. Basiretli bir masumiyet, hırslı ve öfkeli bir akıldan daha iyi yol bulabiliyor…

Öğrendim ki,

Allah insana zorlaştırmıyor, insan kendine zor kılıyor hayatı… Her şeyi planlayarak ve hesap ederek gerçek planı, gerçek hesabı kaçırıyor…

Öğrendim ki,

Anahtarı bulduğunda kapı da açılıyor, hem de ardına kadar… Yaşadığın her soruna ve soruya açman için konulan kapılar olarak baktığında, sorunun içinde boğulmak yerine, anahtarı aramakla uğraşıyorsun… Doğru anahtarı bulduğunda da ne kapı kalıyor ortada ne de kilit….

Öğrendim ki,

Kötü sözler ve kötü soruları sürekli olarak yüreğinde tazelemezsen ve tekrarlamazsan, içinde büyümüyor… Öfkeyi beslemek onu arttırıyor ve senin yaşama enerjini de elinden alıyor….

Öğrendim ki,

Olumsuz ve kötümser insanlarla sık sık görüşmek ve konuşmak ruhu incitiyor, yüreği yoruyor, gereksiz yükler yüklüyor kalbine… Ümitle tutunmaya çalıştığın hayata karşı seni güçsüz kılıyor. Olumlu ve iyimser insanlarla görüşmek ve konuşmak ise, öyle iyi geliyor ki, sanki sıfırdan başlamak kadar tazeliyor insanı…

Öğrendim ki,

Her şey tersine dönüyor… Çok güçsüz ve zayıfken, çok kuvvetli olabildiğin zamanlar da geliyor… Bütün imkânsızlıklarından nice mümkünler yaratılıyor… Asla olmayacak gibi görünenler, aslında çok kolay olabiliyor… Hem de senin bile hayal etmediğin kadar kısa bir sürede…

Öğrendim ki,

Gerçek özgürlük zaaflarınla ve korkularınla yüzleşirsen… Bağımlısı olduğun şeyler seni terk etmeden, sen onları terk edebilirsen hissedilebiliyor. Kaybetme ve bitmesi korkusuna rağmen devam edebildiğinde sana veriliyor…

Öğrendim ki,

Güçlü olmak için koşmak değil, sadece doğru yürümek gerekiyor… Etrafındaki sesleri dinleyerek ve seyrederek yol alırsan, daha az düşüyorsun, daha az sendeliyorsun… Hayatın hızlı akışına dalmışken ruhun gerilerde kalıyorsa eğer, neye sahip olursan ol, içindeki boşluk dolmuyor. İşte bu yüzden, hayat koşarken önünden ruhuna dinlenmek için küçük molalar vermelisin… İyi sesleri ve kötülerini ayırt edebilmek, eleyebilmek için buna ihtiyacın olacak…

Ruhunu gereksiz yerlerde, gereksiz sözlerle, gereksiz insanlarla yorma, ona güzel sesler, güzel sözler dinlet ki, senden yol arkadaşlığını esirgemesin…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*