Ramazan aczini anlamaktır

RAMAZAN DEYİNCE

Gecenin koyu karanlığında, zamanın imbiğini kovalıyorum. Sonsuzluğun gökyüzü hali gibi asuman. Sessiz, derin, sakin… İçine düşsen yutuverecekmiş hissi veren bu derinlik… Büyüklük deyince aklımıza gelen her şeyin yanında küçük kaldığı bir büyüklük. Allahım, acizim…

Acz öyle bir güç ki, yanında tüm güçler sıfırlanıyor. Rabb’inin hükmünü hatırlaman, itaat etmen, önünde diz çökmen, aczini derk edip keşfedebildiğin ölçüde oluyor.

Ramazan bu yönümüzü açığa çıkarıyor. Sair vakitlerde pek fark edemediğimiz, keşfedemediğimiz bir şeyi keşfediyoruz. Her şeyi yapabileceğini, her şeye hükmedeceğini zanneden ene, Ramazanda gerçek kimliğine kavuşuyor. Her şeyin sahibiymiş gibi görünen benliğimizin fotoğrafını aczle çekiyoruz. Elimizin, hayallerimizin hiç de öyle uzun olmadığı… Malik-ül Mülk’ün mülkünde sadece bir istihdam memuru olduğumuzu fark ediyoruz.

Aczini anlayan, acizliğin gücünü keşfeden, kendi havl ve kuvvetinden teberri ederek Cenab-ı Hakk’ın havl ve kuvvetine, kudretine yapışan insan, bunun mükâfatı olarak öyle bir güç kazanıyor ki, aczi en büyük şefaatçi oluyor onun için. Damlanın içindeki deryayı, ruhun içindeki aşkı buluyor. Duruluyor, sakinleşiyor, sessizleşiyor.

Bazen dualar hazinleşir, mahzunlaşır ya… Saatlerce yaptığın duayı tek bir gözyaşı damlasına yükler, akıtırsın ya… Aczin gücü de öyle bir sihir gibi. Hiçliğinde sığındığın, her şeye malik Rabbini, her işine vekil tutman, dayanman, sığınman… Bu hali, Ramazan dışında da taşısan, yaşasan kulluk merdivenleri önünde akar, her bir amelin ibadete, hayra döner.

Acze, hiçliğe, Kudret-i Ezeli’ye merhaba!

Havva Küçük Konur

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*