Sevgiliye

Dün bizim günümüzdü, hazin bir mevlid gecesiydi. Hisli yürekler, vuslatının aşkıyla ıslanmış kirpikler… Gül yanağına hasret gönüller… Dün sevgililer günüydü. Sen bir başkasın, fahr-i âlemsin sevgilim; rehberimsin, ufkumsun, hakikat yolumsun.

İnsanlığın yırtıcılıkta sırtlanları bile geçtiği buhranlı bir devirde geldin. Öksüzdün, masum ve gariptin; lâkin “kâinat kitabının âyetü’l-kübrası ve divan-ı nübüvvetin hâtemi ve künuz-ı mahfiyenin miftahı, saadet düsturlarını beyan eden insanlığın meşhur hatibi”ydin.  Gecelerimiz gündüze, kışlarımız bahara döndü seninle. Sevgilim! Dünya neye sahipse senin eserin, bütün güzellikler senin vergin.
Yürekleri yakan kor sendin. Kimi “Sabah erken Pazartesi günü yere girdim/Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte/ Altmış üçte sünnet dedi işitip bildim/ Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte.” der, ateşinle toprağa girer; “Ben Muhammed Muhtâr’ın yolunun tozuyum” diyerek aşkınla kavrulur; kimi Yunus gibi “Cânım kurban olsun senin yoluna” diyerek figân eder, kimi de  “Arayı arayı bulsam izini/Bir mübârek sefer olsa da gitsem/İzinin tozuna sürsem yüzümü/Kâbe yollarında kumlara batsam/Hak nasib eylese görsem yüzünü” diyerek yakarır, hisli yüreklerle söyleşir.
 Aşkının ateşi bir gönle düşmeye görsün; yanar, kavrulur yürekler. Sen ki dünya denilen gül bahçesinin gülüsün, güllerin kıskandığı gülsün. Bahçıvanlar gül bahçelerini sulayadursun, senin gül yüzüne benzer bir gülü yetiştirebilmişler mi? Vuslatın bir ömre bedel, hicranın azaptır. Sana kavuşmak ümidiyle yanar yüreğim. Senin kapına ulaşmak için yapılır yolculuklar, senin bastığın yerlerde dolaşmak için bütün haclar. “Ya Nebi! Şu halime bak!/ Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahranın,/ Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın” diyerek davetine koşabilsem, Nâbî gibi “Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdur bu/ Nazargâh-ı İlâhîdür makâm-ı Mustafâdur bu” diye titresem, kapına bir kez gelebilsem; “Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim/Hak’dan bize sultân-ı mü’eyyedsin efendim” diyebilsem, “Levlake” sırrına erebilsem.

“Sevgili, ey sevgili, en sevgili!” Hürmet de sana muhabbet de… Nefesinle yeşermiş, çimenler ve çiçekler. Herkes ve herşey haykırmada: “Sakın bırakma bizi! Çöller kızgın, kum yutar hepimizi.”

Bir baksan bize, perişaniyetimize… “Müslümanım” diyen onca milletin zilletine. “Biricik Sevgili”ye hasretiz, biricik sevgilime muhtaç…  İhtiyaç ve mahçubiyet… İslâm’ın “ter ü taze iman esasları”ndan, ahlâkî prensiplerinden uzaklaştıkça çözülen, çözüldükçe dağılan, buhranlar içinde kıvranan koskoca ümmet… Sana ne çok ihtiyacımız var.  Bu yüzdendir  “Göçtü kervan kaldık dağlar başında” diye sızlanmalarımız. Bu yüzdendir “Hasretin alev alev içime bir an düştü/ Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü/ Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde /Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü…” diye feryadımız. Bu yüzdendir “Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım/ O mücella çehreni izleseydim ebedî/ Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım…” diye yalvarışımız. Bu yüzdendir “Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım/ Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar/ Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım…” diye özlemlerimiz. Bu yüzdendir “Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım, Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım, Bahira’dan süzülen bir yaş da ben olsaydım, Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım, Senin için görülen bir düş de ben olsaydım, Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım, Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım, Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım, Bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın/Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım…” diye de ağlaşmalarımız.
 Artık “Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi” sonrası edilecek tek bir duâm, sevgilime bir çağrım kaldı: “Yıllar geçiyor ki yâ Muhammed, Aylar bize hep Muharrem oldu! Akşam ne güneşli bir geceydi… Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu! Âlem bugün üç yüz elli milyon, Mazlûma yaman bir âlem oldu… Allah için ey Nebiyy-i ma’sûm, İslâm’ı bırakma böyle bîkes, İslâm’ı bırakma böyle mazlûm. (Âmin)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*