Yaklaşık 2 metre derinlikteki suyun dibinden yazıları bozulmamış şekilde çıkan tefsirle karşılaşan Şener, bunun normal fizik kurallarıyla açıklanamayacak kadar ilginç olduğunu söyledi.
Şener, Kütahya’nın mesire yerlerinden biri olan Porsuk çayına ailesiyle birlikte piknik yapmak için gitti. Balık tutmak için elindeki kepçeyi suya daldıran Şener, bir ağırlık hissedince büyük bir balık yakaladığını zannederek kepçeyi dışarıya çıkardı.
Kepçenin içinde kalın bir kitap görünce şaşırdığını ifade eden Şener, “Kitabın Arapça yazılı olduğunu görünce şaşkınlığım iki kat arttı” dedi.
Kitabı Arapça bilen kişilere gösteren Şener, kitabın Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyatı’ndan Asa-yı Musa olduğunun anlaşıldığını belirtti. Başında ve sonundaki bir kaç sayfası yırtılan ve içindeki bazı sayfaları çamurlanan kitabın buraya nasıl geldiğini anlayamadığını söyleyen Şener, “Doğrusu, saman kağıt diye tabir ettiğimiz sayfalara yazılmış bu eserin suyun içinde nasıl bu kadar sağlam durabildiğine hayret ettim” diyor.
Şimdiye kadar bir çok dile çevrilerek çok sayıda insanın gönlünde makes bulan ve Kur’an-ı Kerim’in bir tefsiri olan 14 ciltlik Risale-i Nur Külliyatı’ndan Asa-yı Musa, piyasadaki benzerleri gibi iki bölümden oluşuyor. Suyun içinden çıkan kitabın yapraklarının tek tarafında yazı bulunuyor. Şener, kitabın bazı yerlerindeki satırlar için ise düzeltmeler ve haşiyeler yapılmış olmasını, bu kitabın el yazması olduğuna bir işaret olarak gösteriyor.
“Aslında bu kitabı Osmanlıca bilen uzmanlara göstermek istedim. Ancak, muhafazası zor olur diye ve herkese güvenemeyeceğimden henüz bunu gerçekleştiremedim.” diyen Şener’e, kitabı almak için para teklifinde bulunulmuş. Teklif edilen paraları yeterli bulmadığını vurgulayan Şener, bu kitabın çok daha değerli olduğu görüşünde. Şener, kitap için tatmin edici bir bedel ödenmesi halinde bu bedelin belirli bir kısmını yardım için kullanacağını kaydediyor.
Risale-i Nur’un çeşitli eserlerinden biri olan ve ibadet, gençlik, ölümden sonra diriliş, ahiret inancı ile dünyadaki mutluluk arasındaki ilişkinin de ele alındığı Asa-yı Musa iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Hicri 1362-1363 (Miladi 1971-1972) yazarken, ikinci bölümde ise Hicri 1336 (Miladi 1945) tarihi dikkat çekiyor.
Kitabı bulan Yaşar Şener, şu anda piyasada bulunan Asa-yı Musa ile bire bir örtüşüp örtüşmediği konusunda ciddi bir incelem yaptırmayı düşündüğünü de sözlerine ekledi.
Benzer konuda makaleler:
- 1445 yılı ve kıyamet öncesi son asır
- 12, 13, 14, 16 yıllarındaki tokatlar nedir?
- Bediüzzaman hangi tarihte doğdu?
- Hz. Musa’nın (as) kıssasında kadınlar
- Demokrat ve İYİ Parti ittifakı
- Bediüzzaman zindanı medrese, kâinatı kütüphane olarak görmüştür
- Bediüzzaman ve Çerkez Musa
- 2022 yılındaki sırlar ve tevafuklar
- Bizim Aile “kâinat kitabı´´nı okuyor
- Mezarını Kazan Korsan: İSRAİL
İlk yorum yapan olun