TV, aile ve çocuklarımız

Hayat bu kimileri mal varlığının hesabını bilemezken, kimileri de ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor.

Televizyon dizilerindeki lüks hayat ve israf herkesi cezbederken, çalışmadan daha çok kazanmak ya da kazanalım’da nasıl olursa olsun diyor çoğu insan. Kimileri de aman zaten ‘’Ahirzamanda değil miyiz? bunlar zaten olmayacak mıydı?’’ diyerek kendilerini teselli ediyor. Özenti, rahat ve lüks yaşama isteği önce aile içerisinde huzursuzluklara ardından boşanmalara kadar giden depremlere sebebiyet veriyor. Yani basit ve zararsız olarak gördüğümüz bu diziler hayatımızı öylesine kuşatıyor ki, aile, komşu ve akraba oturmalarında dizilerde olanları ve gelecek sezonda olabilecekleri tartışmaktan kimse günlük yaptıklarından konuşmaya sıra gelmiyor. Böyle ailelerde yetişen çocuklar ise haliyle kitap okuma alışkanlığı yerine Televizyon izleme alışkanlığı kazanıyor. Çocukken kazanılan bu bağımlılıklar ilerleyen süreçlerde öyle bir hale getiriyor ki, insanları düşünmeyen, okumayan, araştırmayan, hayatı te- levizyonda izlediklerinden ibaret zanneden bir hayat görüşü meydana geliyor. Üretmeyen, tembelliği, vur- dumduymazlığı ve dışa bağımlı olan toplumlarda da bu görüş ön planda oluyor maalesef. Önce kendimizi sonra çocuklarımızı nasıl bir felâketin içine attığımızın farkında mıyız? Kitaptan önce Tv ile tanışan çocuklar, aman sussun ve yaramazlık yapmasın denilerek saatlerce çizgi film izlemeye mahkûm ediliyor ve yine kitaptan önce ellerine tutuşturduğumuz akıllı telefonlar onların ileride özenti bir nesil olmasına sebebiyet veriyor. Daha lüks yaşama isteği, en lüks telefonu kullanma isteği, en lüks kolejlerde okuma isteği, her gün farklı farklı giyinme, gezme ve eğlenme isteği saymakla bitiremeyeceğimiz istek ve talepleri netice veriyor. Basit bir mesele olarak gördüğümüz televizyon, dizi izleme alışkanlığı önce ailemizi ve çocuklarımızın geleceğini nasıl olumsuz şekilde etkilediğini görüyoruz. Görev bilinci olmayan her eğitimcide, doktorda, esnafta veya işçide görülen bu tür sıkıntıların temelinde bu sebepler yatıyor.

Serkan Dağlı

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*