Zararlı tenkitlerden kaçınmak

Üstad Bediüzzaman’ın “Bu hizmet-i Kur’aniye’de bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek…” şeklinde tavsiyesi vardır.

Merhum Zübeyir ağabeyin de “Kardeşlerinizin zerre kadar hizmetlerini batmanlar kadar değerli görün..” dediği anlatılır. Bu çerçevede, hizmetlerimiz açısından tenkit meselesinin ne derece önemli olduğunu anlıyoruz.

Hadimler olarak her birimizin hemen her konuda rehber olarak ittihaz ettiğimiz üstadımızın bu yöndeki tavsiyelerini, “ama”, “fakat” demeden kabul edip riayet etmemiz gerekir.

Kudsî bir hizmetin müntesipleri olarak; bizimle beraber bu ulvî davaya baş koyan, gücünün yettiği kadar hizmet için çalışan bütün kardeşlerimizi değil tenkit, takdir etmekle vazifeliyiz.

Yine bizimle beraber bu ulvî davaya gönül veren kardeşlerimizin az da olsa hizmetlerini çok görmeliyiz; tenkit değil, takdir etmeliyiz.

Aynı vücudun âzâları mesabesinde olduğumuz kardeşlerimizin hatalarını ve kusurlarını değil; takdire şayan faziletlerini, meziyetlerini görmeliyiz, nazarlara vermeliyiz.

Değil tenkit, bu yolda teşrik-i mesaide bulunduğumuz bütün kardeşlerimizin bizden daha üstün meziyetlere sahip olduklarına ve daha çok hizmette bulunduklarına kalben inanmalıyız.

Gereksiz ve zararlı tenkitlerin birlik-beraberliğimizi, uhuvetimizi, tesanüdümüzü bozacağının; tesanüdün olmadığı bir cemaatte de herhangi bir hizmetin olamayacağının idrakinde olmalıyız.

Tenkit marazının, kudsî hizmetlerimize verdiği zararlar ve tahripler meydanda iken, konu ile ilgili Üstad’ın tavsiyelerini ve ikazlarını kulak ardı ederek hizmet-i Kur’aniye’de bulunan kardeşlerimizi tenkit ediyorsak…

Bilhassa, meşveret zemininde karara bağlanmış mevzuları başta sosyal medya olmak üzere rastgele ortamlarda gündeme getirerek tenkitlerde bulunuyorsak…

Din kardeşimizin, hem de bulunmadığı bir ortamda aleyhinde konuşarak tenkit oklarımızı reva görmemizin bir yönü ile gıybet olduğunu da hesaba katmadan, kudsî hizmetlerimize vereceği zararı düşünmeden, bu gibi hâlleri ve davranışları âdet haline getirmişsek…

Ehl-i dünya dahi, bazı sıkıntılarını ve problemlerini kendi aralarında çözmeye çalıştığı hâlde; bunlardan ibret almayıp, aramızdaki ufak tefek görüş farklılıklarını medar-ı niza haline getirip tartışarak, fırsat kollayan ehl-i dalâlete malzeme vermeye devam ediyorsak…

Farkına varmadan, bazı muhalif mahfillerin bize isnat ettikleri mesnetsiz iddiaların aynılarını veya benzerlerini, iyi niyetlerle de olsa biz de aynı davaya baş koyan kardeşlerimize karşı yapıyorsak…

Bilelim ki bu hâlimizle, kudsî hizmetlerimize, ulvî davamıza, farkına varmadan, manevi mesuliyeti mucip çok büyük zarar vermiş oluyoruz.

Birlikte hizmette bulunduğumuz bazı kardeşlerimizin; şahsi fikir ve düşüncelerimize göre değil, Nurlardaki hak ve hakikatlere, ölçü ve prensiplere aykırı olan ve gerçekten ulvî davamıza zararlı olan bazı görüşleri ve düşünceleri varsa kırmadan, küstürmeden, uygun bir üslupla o şahsın yalnız kendisine bazı uyarılar ve tavsiyeler yapılır ve yapılmalıdır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*