Hakka hizmet, enaniyeti terk etmekle olur

altBen değil dünyevî makamatı ve şan ve şerefi şahsıma kazandırmak, belki manevî büyük makamat -faraza- bana verilse de, fakat hizmetteki ihlâsıma nefsimin hissesi karışmak ihtimaline binaen, korkarak o makamatı da hizmetime feda etmeye karar verdiğim ve fiilen de öylece hareket ettiğim halde…

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 425

***

Bunu da size kat’iyen beyan ediyorum:

Şahsıma tahkir ve ihanet ve çürütmek ve işkence, ceza gibi ne gelse, Risale-i Nur’a ve şakirdlerine benim yüzümden zarar gelmemek şartıyla, şimdiki mesleğim itibarıyla, kabule karar vermişim. Bunda da ahiretim için bir sevap var. Ve nefs-i emmarenin şerrinden kurtulmama bir vesiledir diye, bir cihette ağlarken, memnun oluyorum. Eğer bu bîçare masumlar benimle beraber bu meselede hapse girmeseydiler, mahkemenizde pek şiddetli konuşacaktım.

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 427

***

Bu mesele yalnız şahsıma taallûk etseydi, ben cidden nefs-i emmaremi tam kırmak için ona minnettar olurdum. Mesleğimiz, bu zamanda hakka hizmet, bütün bütün terk-i enaniyetle olabileceğini kat’î kanaatimiz olduğu gibi, yirmi senedir nefs-i emmarem ister istemez o mesleğe itaate mecbur olmuş. Risale-i Nur ve mukaddematları, buna bir hüccet-i katıadır. Fakat garaz ve inat ve bir nevi taassub-u meslekiyeyi ihsas eden ve esrar-ı mestûreyi işâa suretinde gelen itiraz ve ayıplara karşı Eski Said (ra) lisanıyla derim: İşte meydan! En mutaassıp ulemadan ve en büyük veliden tut, tâ en dinsiz feylesoflara ve müdakkik hükemalara, Risale-i Nur’daki dâvâları ispat etmeye hazırım ve hem de ispat etmişim ki, benim mahvıma ve idamıma mütemadiyen çalışan zındık feylesoflar ve mülhidler, o dâvâları cerh edemiyorlar ve edememişler.

Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 72

LÛ­GAT­ÇE:
esrar-ı mestûre: Örtülmüş sırları.
hüccet-i katıa: Kesin delil.
işâa: Yayma, herkese duyurma.
mukaddemat: Öncüller, önden yapılan hazırlıklar, giriş makamındaki yazılar, sözler.
nefs-i emmare: Kötülüğü arzulayıp emreden nefis.
taassub-u meslekiye: Kendi gittiği yola körü körüne bağlılık, bağnazlık.
terk-i enaniyet: Benlik ve gururu terk.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*