Rahmetli Demirel’in bir sözü var:
“Boş tencerenin yıkamayacağı hükumet yoktur” diye.
İşte 31 Mart seçimleri…
Bu sözün ayan beyan gerçekleştiği seçim oldu.
Çünkü 31 Mart’ta boş tencere, yani ekonomi, hayat pahalılığı, enflasyon ve geçim sıkıntısı en öndeki belirleyici unsurdu.
Ve…
İktidar partisi tarihi bir yenilgi aldı.
Aslında bu durum 14 Mayıs seçimlerinde de gerçekleşecekti.
Orada millet “yine düzeltirse bunlar düzeltir” mantığı ile iktidara bir kredi açtı.
İktidar ise yine bu krediyi savurganca kullandı.
“Her ne olursa olsun bu millet bizi destekler” diye kibrinden vazgeçmedi.
Sonunda milletten bir şamar yedi.
Hem de okkalı bir şamar.
Bakalım iktidar bu şiddetli şamarın sarsıcı etkisinden kurtulabilecek mi?
Yeniden bir toparlanma sürecine girebilecek mi?
Ekonomik düzeni tekrar tesis edebilecek mi?
Çünkü istikrar ekonomiye bağlı.
Zaten seçim sonuçlarını etkileyen ana unsur ekonomidir.
Ekonomi iyi olursa milet diğer etkilere fazla nazar etmez.
Hatta;
Adalet, hak, hukuk, demokrasi gibi kavramlar bile millet için felsefi bir meseledir.
Felsefe ise açlık gurultusunu bastırmaya yetmez.
Evet, doğrudur.
Haksız, hukuksuz, adaletsiz ve baskıcı yönetimler işleri bozar.
Bozulan işler de ekonomiyi direkt olarak etkiler.
Sonrasında ise millet sefalet ve perişanlık ile karşı karşıya kalır.
Bu da milletin ekonomik olarak fakirleşmesine yol açar.
Nihayetinde ise tencere boşalır.
İşte o zaman millet durumu net olarak anlar ve gerekli cevabı verir.
Tıpkı 31 Mart seçimlerinde olduğu gibi.
Onun içindir ki bizim gibi toplumlar sıkıntı tenceresine uzanana kadar sabreder.
Bakar ki işler yolunda değil…
O zaman tepkisini ortaya koyar.
Akıl dışı bir tercih yapar.
Tutar oyunu halkçılara verir, onları birinci parti yapar.
Bu durum da gösteriyor ki:
Seçimi CHP kazanmadı, Ak Parti kaybetti.
Son seçimlerin özeti bu.
Bu noktadan sonra önemli olan ise şu:
Sırf tepki olsun diye iktidardan uzaklaşıp başka bir yöne giden seçmenin merkez bir partide toplanması.
Yani merkez sağ olan Demokratların bir araya gelip iktidar alternatifi olması.
Peki bu realize edilebilir mi?
Elbette ki evet.
Yeter ki bu kitleyi harekete geçirecek bir politika takip edilsin.
Bu nedenle ittifak vs gibi geçici çözümler yerine merkez sağın tekrar toparlanması için gayret etmek lazım.
Millet zaten sandıkta ittifakı kuruyor.
Bu nedenle;
Milletin önüne doğru kadrolarla birlikte doğru hedefler konur ise, o zaman merkez sağ pekala toparlanabilir.
Ve böylece millet doğru hizmeti bulabilir.
Benzer konuda makaleler:
- Anketler mi, gerçekler mi?
- Erdoğan seçimle gitmez mi?
- Demokratlar mı, millet ittifakı mı?
- Demokrat misyon ve Adnan Menderes
- Siyasette “fetret” devri mi?
- Muhalefet Ne Durumda?
- Güneş ve ampul
- İYİ Demokrat Parti
- Ak Parti için yolun sonu mu?
- Yeni Bir Muhalefet Hareketi mi?
Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez!
İlk yorum yapan olun