“Boşuna uğraşmayın, Atatürk’le özgürlükçülük bağdaşmaz”

SOLCULUĞU ve Atatürkçülüğü nereye koyacağını, nasıl bağdaştıracağını bilememek, geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi’ni birkaç defa böldü.

Birinci bölünme, 1967’de oldu. Parti, Bülent Ecevit ve İsmet Paşa’yla ‘Ortanın solu’na yelken açınca, Turan Feyzioğlu ve arkadaşları aldıkları bir olağanüstü kurultay yenilgisi sonrası ‘Güven Partisi’ni kurarak partiden ayrıldılar.

Bir sonraki büyük bölünme, Bülent Ecevit’in İsmet Paşa’yı devirip genel başkan olmasından sonra yaşandı, bu kez Kemal Satır ve arkadaşları partiden ayrılıp ‘Cumhuriyetçi Parti’yi kurdular. Sonra GP ve CP birleşti, ‘Cumhuriyetçi Güven Partisi’ oldu.

12 Eylül sonrası bir dizi bölünme daha yaşandı. En başta Bülent Ecevit’in kendisi Demokratik Sol Parti’yi kurarak CHP geleneğinden ve daha önemlisi CHP kadrolarından kurtulmak istedi.

Bugün gelinen noktada CHP’de tarih bir kez daha tekrar ediyor. Sanki yıl yeniden 1967. Bir yanda Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde ‘ortanın solu’ var, öteki yanda Önder Sav ve Deniz Baykal liderliğinde ‘Yolumuz Atatürk yoludur’ diyen Güven Partililer ve ‘Esas Cumhuriyetçi biziz’ diyen Cumhuriyetçi Partililer.

Taa 1967’de ve 1972’de çözülememiş olan sorun hâlâ daha gündemin birinci maddesi ve ‘ideolojik’ olduğu söylenen bölünmenin merkezi: ‘Solcu, halkçı ve özgürlükçü olmak istiyoruz ama Atatürk ve Altı Ok’u ne yapacağımızı bilemiyoruz.’

CHP’nin altı oku ve Atatürk’ü reddetmesi, bu anlamda bir ‘reddi miras’ yapması gerekmiyor.
Altı ok, zaten çoktan geçerliğini yitirmiş bir sembol. Bu sembolü koruyup korumamak daha ziyade estetik ve siyasal iletişim açısından bir tercihin konusu.

Ama Atatürk meselesi ciddi. Zaten, ‘CHP’nin önündeki en büyük engel kendi geçmişidir’ denirken söylenmek istenen de bu.

Atatürk’ün bir biçimde CHP tarafından ve CHP içinde ‘dünyevileşmesi’ yani ‘sekülerleşmesi’ gerek.

Atatürk’e bugünün de her derdine deva bir üstün lider, Atatürkçülüğe de her sorunda başvurulacak bir kaynak diye baktığınızda, varacağınız yer 30’lu yılların uygulamaları ve söylemleri olur kaçınılmaz olarak.

Bu partinin Türkiye’nin geçmişi, geçmişin bugünden bakıldığında savunulamaz gözüken olayları konusunda ne dediği, CHP’nin geleceğini de belirleyecek. Dersim sadece bir örnekti.

Eğer bir ‘yeni CHP’ olacaksa, işe geçmişten ve Atatürk’ü nereye nasıl yerleştireceğinizden başlamanız lazım.
Boşuna uğraşmayın, Atatürk ile çağdaş özgürlükçü ve ademi merkeziyetçilikten korkmayan solu bağdaştıramazsınız.

İsmet Berkan
Hürriyet, 28.2.2012

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*