
Şeytan-ı ins, şeytan-ı cinnîden aldığı derse binaen, hizbü’l-Kur’ân’ın fedakâr hâdimlerini hubb-u câh vasıtasıyla aldatmak ve o kudsî hizmetten ve o manevî ulvî cihaddan vazgeçirmek istiyorlar. Şöyle ki:
İnsanda, ekseriyet itibarıyla hubb-u câh denilen hırs-ı şöhret ve hodfüruşluk ve şan ü şeref denilen riyakârâne halklara görünmek ve nazar-ı ammede mevki sahibi olmaya, ehl-i dünyanın her ferdinde cüz’î, küllî arzu vardır. Hatta o arzu için hayatını feda eder derecesinde şöhretperestlik hissi onu sevk eder.
Ehl-i ahiret için bu his gayet tehlikelidir, ehl-i dünya için de gayet dağdağalıdır, çok ahlâk-ı seyyienin de menşeidir ve insanların da en zayıf damarıdır. Yani, bir insanı yakalamak ve kendine çekmek, onun o hissini okşamakla kendine bağlar; hem onun ile onu mağlûp eder. Kardeşlerim hakkında en ziyade korktuğum, bunların bu zayıf damarından ehl-i ilhadın istifade etmek ihtimalidir. Bu hal beni çok düşündürüyor. Hakikî olmayan bazı bîçare dostlarımı o suretle çektiler, manen onları tehlikeye attılar.
Ey kardeşlerim ve ey hizmet-i Kur’ân’da arkadaşlarım! Bu hubb-u câh cihetinden gelen dessas ehl-i dünyanın hafiyelerine veya ehl-i dalâletin propagandacılarına veya şeytanın şakirdlerine deyiniz ki:
Evvelâ rıza-i İlâhî ve iltifat-ı Rahmanî ve kabul-ü Rabbânî öyle bir makamdır ki, insanların teveccühü ve istihsanı ona nisbeten bir zerre hükmündedir. Eğer teveccüh-ü rahmet varsa, yeter. İnsanların teveccühü, o teveccüh-ü rahmetin in’ikâsı ve gölgesi olmak cihetiyle makbuldür; yoksa arzu edilecek bir şey değildir. Çünkü kabir kapısında söner, beş para etmez.
Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektub, Altıncı Risale, Birinci Desise, s. 487
***
Yâ Bâkî! Madem Sen bâkisin, yeter. Her şeye bedelsin. Madem Sen varsın, her şey var.
Lem’alar, Üçüncü Lem’a
Benzer konuda makaleler:
- Altı desise-i siyasiyye
- Bediüzzaman: “Dikkat ediniz, sizi avlamasınlar!”
- Hubb-u câh: Şan, şöhret, makam sevgisi
- Dünyalık makam-mevki, şan ve şöhretler
- Enaniyetini şahs-ı manevî havuzunda eritmeli
- Şöhret belası
- Teveccüh-ü nas
- Dünyevîleşmenin ayak sesleri
- Ehl-i hak neden rekabetli ihtilâf ediyor?
- Evvel âhir tavsiyemiz, tesanüdünüzü muhafaza…

Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.
İlk yorum yapan olun