Halbuki, o genç biraz durup düşünse, anlamaya çalışsa, öleceğini hatırlasa, daha yarına bile senedi olmadığını düşünse, hissine göre değil, aklına göre hareket etse gençliğini daha iyi bir şekilde yaşamaz mı? Elbette yaşar! Neden? Çünkü; âhirzaman da yaşıyoruz. Halimiz uzaktan hiç iyi değil, yakından da öyle. Bütün günahların içindeyiz. Kendimizi ve gençliğimizi böyle bir günah sürüsünden nasıl alıkoyabiliriz? Nasıl bu günahlardan uzak durmaya çalışırız? Hiç düşündünüz mü? Aslında düşündünüz ama “Herkes yapıyor, ben yapsam ne olacak?” düşüncesi dolaşıyor aklınızda. Bediüzzaman Said Nursî de aynen tam bu konuda şöyle demiştir: “Ey nefsim! Deme ‘Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur.’ Çünkü ölüm ölmüyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor. Sür’at peyda ediyor. Hem deme; ‘Ben de herkes gibiyim.’ Çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musîbette beraber olmak demek olan teselli ise kabrin öbür tarafında pek esassızdır.”
Tam üstüne bastık. Bu konu daha önemli, daha mühim bir konudur. Aslında açıklamaya gerek yok. Bediüzzaman öyle güzel açıklamış ki, ikna ediyor okuyanları. Aslında gençlik insan hayatının en güzel, en iyi, en enerjisi yerinde olduğu bir dönemdir. İnsan ne yapacağını bilemez. İster ki her şey benim olsun, bütün zevkleri tadayım. Ama unutmayalım ki, biz bir imtihandayız. Ve burası bir dar-ı imtihan olan dünyadır. İnsan buraya keyif sürmek için gelmemiştir. Asıl keyif cennettedir. Ve bu şaka değil, ölüm şaka değil! Cehennem kadar gerçek bir şey yok!
Ey nefsim, aldanma, kendini başıboş zannetme, sen başıboş değilsin. Senin şükretmen, yalvarman ve ibadetlerini yapman gereken bir Yaratıcın var. Kendine hâkim ol.
Gençler, hissinize yenik düşmeyin, aklınızla düşünün. Asıl keyif ve saadet ve asıl ebedî gençlik oradadır.
Benzer konuda makaleler:
- Ey nefsim!
- Bediüzzaman önce kendi nefsine hitap eder
- Ölüm değişmiyor!
- Bir ilâhinin hikâyesi
- Kendini başıboş zannetme
- Hayat ve hadiselere bakış açısı nasıl olmalıdır?
- Uhuvveti, kardeşliği ve dostluğu pekiştirmek
- Zelzele gibi vakıalar tesadüf oyuncağı değiller
- Kars’ta Bediüzzaman rüzgârı
- Zelzele gibi vâkıalar, tesadüf oyuncağı değiller
İlk yorum yapan olun