Hastalığı sevdiren kitap

Hani bir atasözü var ya, “Ne oldum değil, ne olacağım demeli” diye…
Hayat, engebeli bir viraj. Hangi zaman, hangi yerde karşımıza ne çıkacak bilinmez. Dolayısıyla, karşılaşacağımız her hâl, sürpriz değil, bir takdir.

İmtihandan, imtihan var dünyada!

Bu hafta, köşemizde, bir çoğunuzun tanıdığı kadim dost, güzel insan Mustafa Çalışan kardeşimizi, hâlinin ve hayatının şu anını kaleme aldığı ve ibret levhası olan yazısıyla misafir edeceğiz.

Mustafa Çalışan, bazı paragraflarını seçerek aldığımız yazısında, şöyle anlatıyor ahvâlini:

“Hayatımın son yıllarında önemli denebilecek hastalıklara muhatap oldum.  Hâlen tedavi sürecinde olduğum parkisonizm ile tanıştım.

“Ne zaman ki bu hastalıkla imtihan olmaya başladım, işte o zaman benim olmayan şeylerin sahibi gibi davranmanın kaç bucak olduğunu anladım! Sahibim olan Yaratıcı âdeta bana ders verdi; “Ey insan, sen kendine malik değilsin!” dedi.

“Kendimde en çok güvendiğim hatta gurur duyduğum beceri, güzel konuşmaktı. Mikrofonu elime alınca, âdeta bülbül gibi şakırdım. Her zeminde ve mecliste çok rahatlıkla konuşurdum.

“Ne zaman ki bu hastalıkla imtihan olmaya başladım, işte o zaman benim olmayan şeylerin sahibi gibi davranmanın kaç bucak olduğunu anladım! Sahibim olan Yaratıcı âdeta bana ders verdi; “Ey insan, sen kendine malik değilsin!” dedi.

“Ve o güzel sesim soluğum, konuşmam gitti!

“Bir zamanlar merdivenleri ikişer üçer çıkan; gece gündüz koşan ve koşturan bir adamken, muhatap olduğum bu hastalıkla neredeyse yürüyemez hâle geldim. Yine de Yaradan’ıma döndüm ve nihayetsiz şükrettim; aklımı yeniden toplama imkânı verdiği için.

“Bediüzzaman’ın Hastalar Risalesi imdadıma yetişti.

“Bu risale öyle muhteşem bir eser ki; Üstad Hazretleri sadece Hastalar Risalesi’ni yazsa idi, yine de onun ‘Bediüzzaman’ olmasına yeterdi.

“Aman ya Rabbi! Bu ne büyük hazine, ne müthiş bir reçete, ne harika bir eser ki, bütün dertlere derman oluyor.

“Üstad Hazretleri bu eseri doksan yıl öncesinde, 1930’da telif etmiş. Ama ben iddia ediyorum ki, Hastalar Risalesi kadar hiçbir eser insana hastalığı böylesine sevdirmez!”

Hastalıktan şekva değil, şükretmek aklıselim kişilerin işidir.

Çünkü veren, O; verdiğini alan da, O!

Hazreti Eyyüb Aleyhisselâmın hayat safhasında olduğu gibi; yüce Mevlâ’m dilerse sineler, günü gelir, gül gülistan olurlar.

Rabbim, Şâfî ism-i şerifi hürmetine,  kardeşimize ve dahi şifa bekleyen bütün kardeşlerimize hayırlı şifalar ihsan eylesin.

Fotoğraf: Erhan Akkaya

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*