İbn Mâce (824-887)

Hadis alimi ve hafızıdır. Kütüb-i Sitte olarak bilinen, en güvenilir altı büyük hadis kitabından biri olan es-Sünen’in yazarıdır. Hicri üçüncü (Miladi dokuzuncu) asrın önde gelen hadisçilerindendir. Hadis ilmini ve hadisleri öğrenmek maksadıyla Irak, Basra, Küfe, Bağdat, Mekke, Sam, Mısır ve Rey gibi beldeleri dolaşmıştır. 4341 hadis-i şerifi toplayan müellif, yüz elli bölümden müteşekkil eserini kaleme almıştır.

 

Risâle-i Nur’da naklettiği hadis-i şeriflerden iki tanesi yer almış ve ismi de “İmam-ı İbn-i Mâce” şeklinde zikredilmiştir (Mektubat, s. 125, 149). Adı Muhammed olup, İbn Mâce lakabıyla tanınmış ve bu lakapla meşhur olmuştur. Künyesi Ebu Abdullah Muhammed bin Yezid (bin) Mâce el-Kazvinî şeklindedir.

İbn Mâce, 824 (Hicri 209) yılında Kazvin’de dünyaya geldi. İbn Mâce lakabını dedesinin ismine veya babasının lakabına izafeten aldığına dair görüşler ileri sürülmekle birlikte, bu konu ihtilaflıdır. İbn Mâce’nin dedesinin, babasının ismi olduğuna dair nakiller olduğu gibi, babasının lakabı olduğuna dair nakil de yapılmıştır. Ancak, babasının adı olduğu şeklindeki görüş daha çok kabul görmektedir. Ayrıca okunuş itibariyle İbn Mâce, İbn Mâceh ve İbn Mâcete tarzında yazılışlarına da rastlanılmaktadır. Tarihimizde ise İbn Mâce şeklinde kabul görmüş ve tanınmıştır.

İbn Mâce, ilk önce Kazvin’de eğitimine başladı. Bu ilk eğitiminde hadis ilmini tahsil etti. Memleketinde çok sayıda hadis alimi bulunduğundan, bunların çoğunun ilminden ve bilgisinden istifade imkanı buldu. Kazvin’de Ali bin Muhammed ve Ebu Hucr Amr bin Râfi’den hadis ilmini aldı. Bu sahadaki eğitimini tamamlamak ve hadis öğrenmek maksadıyla çok saydı beldeyi dolaştı. Böylece Irak, Basra, Küfe, Bağdat, Mekke, Sam, Mısır ve Rey gibi İslam dünyasının önemli yerlerini görmüş oldu. Söz konusu beldelerde bulunan ve beldesinin önde gelenleri arasında yer alan çok sayıdaki alim ve hafızdan hadis ilmiyle ilgili dersler aldı. Bu alanda önemli bir birikime sahip oldu. Bu faaliyetleri neticesinde zamanın en önemli ve önde gelen hadis alimi olarak anılmaya başlandı. Hakkında bilgi sahibi olanlar, ilminden istifade etmek maksadıyla kendisine müracaat ettiler.

İbn Mâce, Küfe’de Ebu Bekir bin Ebu Şeybe ile Osman bin Ebu Şeybe’den, Basra’da Muhammed bin Beşşar ile Abdullah bin Muaviye el-Cumahi’den, Vasıt’ta Ahmed ibn Sinan el-Kattan’dan, Mısır’da Muhammed bin Rumh, Ebu Tahir bin Serh ile Yunus bin Abdülala’dan, Humus’ta Muhammed bin Musaffa ile Ebü’t-Taki Hişam bin Abdülmelik’ten, Dımaşk’ta Hişam bin Ammar ile Duhaym’dan, Bağdat’ta Ebu Hayseme Zübeyr bin Harb’den, Mekke ve Medine’de Mus’ab bin Abdullah ez-Zübeyrî ile Ebu Mus’ab ez-Zührî’den ders alıp hadis öğrendi. Bunların dışında da muhtelif kişilerin ilminden istifade etme yoluna gitti.

İbn Mâce, çok sayıda talebe de yetiştirdi. Muhammed bin İsa el-Ebherî, Ebû’l-Hasan el-Kattân, Süleyman bin Yezîd el-Kazvinî, Ahmed bin İbrahim el-Kazvinî, İshak bin Muhammed el-Kazvinî gibi tanınmış isimler, İbn Mâce’den ders alanlardan bir kaçıdır.

İbn Mâce, bir çok beldeyi dolaşıp çok sayıdaki alimden ilim tahsil ettikten sonra, birikimlerini kaleme aldı. En meşhur eseri olan “es-Sünen”i vücuda getirmek için çok sayıda hadis toplayarak buraya derc etti. Hadis ilminin bütün disiplinlerine vakıf olması hasebiyle imam ve otorite olarak kabul edildi ve bunun neticesinde yazdığı eser büyük itibar gördü. Topladığı 4341 hadis-i şerifi eserine kaydetti. Naklettiği bazı hadislerin zayıf olduğu ileri sürülmekle birlikte, kendi eserinde naklettiği hadislerden 3002 tanesinin Kütüb-i Sitte’nin diğer beş kitabında yer almaları eserinin önemini ortaya koymaktadır. Diğer taraftan söz konusu eserini tamamladıktan sonra Ebu Zur’a er-Razî’ye takdim etti. Ebu Zur’a eseri inceledikten sonra görüşlerini dile getirdi. Eserin halkın eline geçmesinden sonra diğer hadis kitaplarının yerine geçeceğine ve çok rağbet göreceğine inandığını belirtmesi de, esere gösterilen ilgi bakımından önem arz etmektedir.

İbn Mâce’nin naklettiği hadisi- şeriflerden iki tanesi Risâle-i Nur’da yer almaktadır. Bunlar Peygamber Efendimizin (asm) mucizelerini konu almaktadır. Bir tanesi ağaç mucizesidir; “Başta İmam-ı İbn-i Mâce ve Dârimî ve İmam-ı Beyhakî, nakl-i sahihle, Hazret-i Enes ibn Mâlik’ten ve Hazret-i Ali’den ve Bezzaz ve İmam-ı Beyhakî, Hazret-i Ömer’den haber veriyorlar ki: Üç Sahabe demişler: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm küffârın tekzibinden müteessir olarak mahzun idi. Dedi: ‘Ya Rabbi! Bana öyle bir mucize göster ki, ondan sonra beni yalanlayanları önemsemeyeyim.’ Enes’in rivayetinde, Hazret-i Cebrâil hazırdı. Vadi kenarında bir ağaç vardı. Hazret-i Cebrâil’in ilâmıyla, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm o ağacı çağırdı, tâ yanına geldi. Sonra “Git” dedi. Tekrar gitti, yerine yerleşti” (Mektubat, s. 125-26). Diğer hadis-i şerifte; “Mâ-i zemzemden bir kova su, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma getirdiler. Bir parça ağzına aldı, kovaya boşalttı. Kova misk gibi rayiha verdi” (Mektubat, s. 149) şeklinde aktarılmaktadır.

İbn Mâce; güven duyulan, emniyet edilen, inanılır bir ravi (rivayet eden, nakleden, anlatan, aktaran) olarak kabul gördü. Çok güçlü bir hafızaya sahipti. Çok sayıda talebe yetiştirip muhtelif eserler bıraktıktan sonra 887 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Eserleri

Es-Sünen en önemli eseridir. Kütüb-ü Sitte’nin altıncısıdır. Eser yüz elli bölümden müteşekkildir. Bu eserde yer alan hadislerin büyük ekseriyeti (3002) diğer büyük hadis kitaplarında da yer almaktadır. Eser, tertibinin güzelliği ve bilgi zenginliği ile dikkat çekmektedir. Hadisler fıkıh bablarına göre tertip edilmiştir. Eserin giriş bölümünde sünnete uymanın önemi, bidalardan sakınmanın gereği ve bu konularla ilgili bir araya getirilen hadisler yer almaktadır. İbn Hallikan müellif için, “hadis sahasında imam ve hadis ilimlerinin bütün alanlarında otorite sahibi” olan alim değerlendirmesinde bulunmuştur. Eseri, büyük hadis kitapları arasında sayıp, Kütüb-ü Sitte’ye dahil ve kabul eden İmam Muhammed bin Tahir el-Makdisî’dir.

Tarihü’l-Hulefa, İslam tarihini konu alan eserlerin ve çalışmaların ilklerindendir. İlk halife olan Hazreti Ebubekir’den (ra) itibaren, Abbasi halifesi Abdullah bin Ali Müstekfî’ye kadar gelen halifelerin biyografilerine de yer verilmektedir. Daha sonra bu esere ilaveler de yapılmıştır. Abbasilerin bir dönemi ile ilgili günlük bilgilerin yer alması ve bu bilgilerin başka eserlerde bulunmaması dikkat çekmektedir.

Sülasiyyat, hadis kitabıdır. Bu eser, Buhari, Tirmizi ve Darimi’nin eserleriyle birlikte yayınlanmıştır. Tefsir, önemli eserlerinden bir tanesidir. Hacimli bir tefsir kitabıdır. Et-Tarih, sonraki dönemlerde dikkat çeken eserlerden bir tanesidir. Katip Çelebi, bu eseri Tevarih-i Kazvin adı altında zikrederken, diğer Kazvin tarihleriyle birlikte vermektedir. Bu eserde Sahabe döneminden müellifin zamanına kadar cereyan eden olayların ve nakledenlerin şehirlere göre tasnif edilmiş bir şekilde verildiği nakledilmektedir. (M. Yaşar Kandemir; “İbn Mâce”, TDVİA., 20. C., s. 161.)

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*