İnsanları şaşırtan manzara

Rahip Bahira ölmüş, yerine Nastura adında rahip geçmişti. Kureyş kafilesini manastırın penceresinden seyrediyordu. Uzaktan Meysere’yi tanıdı ve “Ey Meysere! Şu ağacın altına inen zat kimdir?” diye sordu. Meysere:

“O, Kureyş ve Harem (Mekke) halkından bir zattır!” dedi.

 

Rahip Nastura bir anlık düşünceye daldı ve sonra da Meysere’yi hayretler içinde bırakan müjdesini verdi:

“Bu ağacın altına şimdiye kadar peygamberden başka bir kimse inmemiştir!” dedi. Daha sonra Meysere’ye şu soruyu sordu:

“Onun gözünde biraz kırmızılık var mıdır?” Meysere:

“Evet, vardır! Gözlerinden hiç ayrılmaz!” dedi.

Bunun üzerine rahip Nastura teşhisini kesinleştirdi:

“O, peygamberdir! Peygamberlerin de sonuncusudur!”

Rahip, isteklerini de sıraladı:

“Ne olaydı, ben, onun peygamber gönderilmek üzere emrolunduğu zamana ulaşaydım!”

Busra pazarında Peygamber Efendimiz’le (asm) bir Yahudi arasında mal üzerinde bir anlaşmazlık çıktı. Yahudi, Resul-i Ekrem’in (asm) söylediğine inanmak istemedi ve Peygamber Efendimize “Lât ve Uzzâ’ya yemin et, sözüne inanayım!” dedi. Peygamberimiz de:

“Ben şimdiye kadar onlar adına yemin etmemişimdir! Onların yanından yüzümü çevirerek geçerim!” deyince Yahudi:

“Söz, senin sözündür!” dedi. Meysere’ye döndü:

“Vallahi, bu zat o peygamberdir ki, âlimlerimiz kitaplarında onun vasıflarını bulmuşlardır!” dedi.

Meysere, bu sözleri de akıl defterine kalın harflerle yazdı.

Peygamber Efendimiz (asm), Mekke’den getirdiği bütün malları Busra pazarında hiç kimsenin satamayacağı yüksek fiyattan sattı. Alacağı malları da ucuza aldı ve develere yükletti. En kârlı ticareti Peygamber Efendimiz (asm) yapmıştı. Duruma bakılırsa, Resul-i Ekrem Efendimiz ilk defa tek başına ticarete geliyordu ve tecrübesi de yok sayılırdı. Bu durum, Meysere gibi kafilede bulunan diğer insanları da şaşkına çevirmişti.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*