“İnsanlar için hesap vakti/kıyâmet yaklaştı, ama onlar hâlâ gaflet içerisinde haktan yüz çeviriyorlar. Rableri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı alaya alarak dinlerler. Kalpleri de asıl ilgilenmeleri gereken şeylerle değil, kendilerini ilgilendirmeyen boş şeylerle doludur. O zulmedenler/müşrikler, gizliden gizliye toplanarak şöyle derler: ‘Bu da sizin gibi bir beşerden/insandan başka bir şey değil. Yoksa göz göre göre büyüye mi kapılacaksınız?”1
Kıyametin yaklaşmış olması, Allah katında gelmiş gibi olduğuna dikkat çeker. Kıyametin gelmesi o kadar kesindir ki Kur’an’da gelmiş gibi haber verilir. Tüm bu hakikate rağmen insanların çoğu kendi ömürleriyle kıyametin vaktini kıyas ederek gaflet etmekte ve uzak görmektedirler.
Bu gaflet hali kişiyi günaha, alaya ve her türlü yanlış yola sevk eder. Kalpleri ise kesin pişman olacakları düşünce ve davranışlarla doludur. İmtihan için gelen insan imtihandan bihaber yaşaması elbette büyük bir azabı ve pişmanlığı beraberinde getirir.
Bu ayetin ilk muhatapları müşrikler olmakla beraber bizlere de doğrudan bakıyor. Kalplerimizde neler var? Güne başladığımızda hangi amaç doğrultusunda hareket ediyoruz? Asıl ilgilendiğimiz mevzuların ahiretteki karşılığını ne kadar düşünüyoruz? Kıymettar ömür sermayemizi cep telefonu, bilgisayar ve televizyonda geçirirken vicdanen rahatsızlık duyuyor muyuz? Hususan sosyal medyada anlamsız video izlemek ve hiç tanımadığımız insanlarla kul hakkına sebebiyet veren polemiklere girmek, futbol maçlarının kritiğini yapmak, ahlaki değerleri yıpratan dizileri takip etmek, saatlerce süren bilgisayar oyunları oynamak gibi onlarca pişmanlığı belki de azabı intaç veren meşguliyetleri düşünme zamanı gelmedi mi? İnandığı gibi yaşayanlara selam olsun!
Dipnot: 1- Enbiya Sûresi, 1-3.
İlk yorum yapan olun