Küçücük Kuşlar: Sinekler!

Üstad Bediüzzaman Hazretleri Sinek Risalesinde tespit edebildiğimiz kadarıyla sinekleri sekiz farklı isimle yâd ediyor. Bu isimler hem Üstad hazretlerinin sineklere olan bakış açısını gösteriyor hem de daha önce düşünemediğimiz ilmi, dini ve vicdani pencerelerin açılmasına vesile oluyor. Bu yazımızda “küçücük kuşlar’’ isminin üzerinde durmaya çalışacağız. İlgili pasajı hatırlayarak başlayalım:

“Güz mevsiminde, sineklerin terhisat zamanına yakın bir vakitte, hodgam insanlar, cüz’i tacizleri için sinekleri itilaf etmek üzere hapishanedeki odamızda bir ilaç istimal ettiler. Benim fazla rikkatime dokunmuştu. Odamda çamaşır ipi vardı. Bilahere, o insanların inadına, sinekler daha ziyade çoğaldılar. Akşam vaktinde, o küçücük kuşlar, o ip üstünde gayet muntazam diziliyorlardı. Çamaşırları sermek için Rüştü’ye dedim: ‘’Bu küçücük kuşlara ilişme; başka yere ser.’’ O da, kemal-i ciddiyetle, dedi ki: ‘’Bu ip bize lazımdır; sinekler başka yerde kendilerine yer bulsun.’’(Lem’alar, s. 420)

Nefes kesici bir pasajı hatırladık. Üstad hazretleri Sinek Rislaesinin daha ilk paragrafında iç dünyasını bizimle paylaşarak yepyeni pencerelerin açılmasına vesile oluyor. Bildiğimiz kuş isimlerini saymamız istense sayacağımız kuş isimlerinde sinek veya sivrisinek olur muydu? Sineklere daha önce kuş nazarıyla baktık mı? Çoğumuzun bakışında sineklerin çok kıymetli olduğunu, haklarının olduğu ve hatta rahatsız edilmemesi gerektiğiyle alakalı bir düşünce geçti mi? Sanıyorum bu sorulara vereceğimiz cevaplar aynı. Hangi risaleyi okursak daha önceki ezberlerimizin bozularak yepyeni ufuklar açıldığını hayretle şahit oluyoruz.

Üstad Hazretleri sadece “kuşlar’’ demiyor; “küçücük kuşlar’’ diyor. Evet, kırk tanesinin toplam ağırlığı ancak bir gram kadardır. Bu kadar küçük yaratılan bu canlılar zahire bakıldığında küçücük olarak tanımlanması çok doğal. Ancak, bu tanımın bizi sevk ettiği hususları düşününce ciddi bir tefekkür yolculuğu başlatarak, ehl-i dünya nazarlarından ayrılmamıza sebep oluyor.

İki farklı değerlendirme var: İlki cüz’i tacizlerinden dolayı insanların ilaç kullanarak sinekleri “öldürmek!’’ istemeleri. Bu teşebbüsün neticesinin de insanların inadına daha ziyade çoğaldığını müşahade ediyoruz. Bu arada cüz’i taciz değerlendirmesinin sonraki pasajlarda insanlara dostluk etmesi, gaflete dalmaması için ikaz etmesi, temizliği, abdesti öğretmesi gibi arkasındaki hikmetleri açıklayarak çürütmesi de ayrıca üzerinde durulması gereken hususlar.

İkinci değerlendirme ise; onların yaşam hakkına saygı duyan, hatta çamaşır ipine konan sineklerin “rahatsız edilmemesi için!’’ çamaşırların başka yere serilmesini isteyen, onları öldürmek için ilaç kullanıldığında rikkatine (merhamet, acıma, başkalarının düştüğü durumdan dolayı müteessir olma hasleti) dokunan ve özellikle küçücük olarak tanımlayarak şefkati celp etmesini sağlayan bir bakış açısı.

Bu iki değerlendirme muvazene edildiğinde Üstad hazretlerinin bu konuda eşsiz bir seviyede olduğu görülüyor. Öyle ki günümüzde hayvan hakları noktasında en hassas davranan hayvan hakları savunucuları bile balina, yunus, kaplumbağa gibi canlılar için ciddi çaba sarf ederken sineklerin de yaşama hakkı var, toplu kıyım yapılıyor vb. şekilde bir beyanata dahi rastlayamamız çelişki değil mi? Kim bilir belki de bu insanlar bile sinekleri öldürmek için ilaç kullanmaktan çekinmiyorlardır.

Üstad hazretleri rahatsız edilmelerine bile razı değilken, hayvan hakları savunucuları dahil günümüz insanın alacağı çok mesafe olduğu aşikârdır. Belki de küçücük olarak tanımlanmasının bir esprisi de bu unutulmaya yüz tutan şefkat hissimizin tüm canlılara küçük büyük demeden uygulanması ve sadece büyüklük gibi zahiri değerlendirmelerimiz yüzünden yaptığımız yanlışların düzeltilmesi içindir. Rabbimiz cümlemizi zahirden sıyrılıp hikmet gözüyle bakıp yaşayanlardan eylesin inşaAllah!..

Not: Konunun detayını, EuroNur.TV ve Yeni Asya sitelerinde yayınlanan “Sinekleri itlaf için odamıza ilaç istimal ettiler” adlı video dersimizi izleyebilirsiniz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*