Uzman bir ekonomistin güzel bir tanımı vardı:
“Ekonomi üç kavramın arasına sıkıştı.
Faiz, borsa, döviz.
Ben buna ‘üç kağıt ekonomisi’ diyorum” diye.
İlginç bir tanımlama idi bu.
Benzer bir durum da siyasette var.
Ülke 12 Haziran seçimlerine gidiyor.
Gündemde bir iktidar partisi ve iki muhalefet.
Siyaset bu üç parti arasında olabildiğince daraltılmak isteniyor.
Diğer köklü partiler yok sayılıyor.
Medyanın da korkunç bir desteği var.
Anketör şirketler de sürekli zihin bulandırıyor.
Milleti bu üç siyasi üçgenin köşelerinde tutmak istiyorlar.
Garip bir durum bu.
Garip olduğu kadar düşündürücü de.
Yukarıdaki tanımdan yola çıkarsak tam bir “üç kağıt siyaseti.”
Milletin beklentileri, ümitleri, hisleri, geleceği bu üç akım içine hapsedilmek için çaba sarf ediliyor.
Bu, tam bir adaletsizlik ve siyasi zulüm hali.
Zaten uzun bir süredir cemiyeti ayakta tutan mühim değerlerin içini boşaltmak için planlar yapılıyordu. Bazı zaaf sahibi siyasiler eliyle bunları da bir ölçüde başardılar.
Bugün ne yazık ki, hakkın yerini kuvvet almak üzere.
Sayının, çokluğun, paranın, servet ve malın gücü ön planda.
Adalet yerini bir çok kesimde menfaate ve haksızlığa terk etti.
Alın teri kurudu gitti.
Dünya hırsı dört bir yandan sardı milleti.
Haram helal kavramı neredeyse unutuldu.
Ahlak derseniz hak getire.
Şöyle bir bakın siyasetin hali pür mealine.
Şiddet, tahrik, hakaret, şantaj baş köşede.
Dedikodu gündem belirliyor.
Liderler meydanlarda ağza alınmayacak laflar ediyor.
Millet gerildikçe geriliyor.
Böyle siyaset olur mu?
Böylesine dibe vurmuş bir siyasi yapıdan millete fayda gelir mi?
Hizmet mi bu?
Yoksa kargaşanın ta kendisi mi?
Yazık gerçekten.
Bu millete, bu milletin değerlerine yazık.
Bu tablo bu ülkeye yakışmıyor.
Üç köşeye sıkıştırılmış mevcut siyasi yapı bu millete dar geliyor.
Umudumuz odur ki yakın bir gelecekte bu siyaset üçgeni bozulur.
Modern dayatmalara maruz kalan bu ülkenin evlatları bundan da kurtulur.
O zaman, siyaseti vatana ve millete hizmet etmek aracı olarak olarak gören, manevi değerlere önem veren, halkın hizmetinde olan, bu milletin gerçek temsilcileri olan Demokratlar iş başına geçer ve millet rahatlar.
Benzer konuda makaleler:
- Demokrat siyaset Bediüzzaman’ı örnek almalı
- Siyasi kargaşadan çıkış yolu
- Demokrat misyon ve Adnan Menderes
- Siyasette ölçü veya helal siyaset
- Yeni Asya’nın davası
- Çarpık Düzen ve Millet
- Siyasette başarının yolları
- Dört eksenli siyaset ve demokratlık
- Demokrat Misyon ve Demokratlar
- Diyanet, Siyaset ve Kemalizm
Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez!
helal olsun çok dogru