Pozitif insan deyince ne anlıyoruz?

Ya hep ya hiç mantığı bizim toplumda her yerde geçerli. Yani ya başarılısın ya da başarısızsın. Ya yaparsın ya da yapamazsın. Ya da olur ya da olmaz. Çalışırsan yaparsın, biraz gayret göstersen bu olur, neden olmasın gibi teşvik edici cümleler nadiren yaşanıyor.

 

Bu versiyon bakışın eğitimcesi ise, ‘senden adam olmaz’, ‘senin için bu mümkün değil’, ‘bunları sen benim külâhıma anlat’ gibi bir şeyler yapabilme hevesini kökünden kazıyan yargılar veya bir başka uç yorumlar olan, ‘Bu işi ya sen yaparsın ya da senden başka kimseler yapamaz.’, ‘Sen bir dahisin.’, ‘Sen bir harikasın.’’ gibi cümleler de balonu şişirmek anlamlarını içeriyor.

Oysa bu iki yaklaşım cümleleri de gerçekçi değil.

Gerçek şu ki, eğitim yolculuğu, evlât yolculuğu, öğrenci yolculuğu, iş yolculuğu, aile yolculuğu hasılı bir bütün halinde hayat yolculuğu ‘inişler’den ve ‘çıkışlar’dan oluşuyor. Yani ne buradaki çıkışlar hep olumlu bir anlam taşır ne de düşüşler hep olumsuz, negatif bir anlam taşır. Bazen düşüşler içinde sıçrayışların gücünü, enerjisini; bazen de çıkışlar düşüşün enerji kaybını bünyesinde barındırır. Bu tamamen toprağa atılmış olan bu tohumu işletme ile alâkalı bir durumdur.

Evet, hemen belirtmek gerekir ki, pozitiflik hayatın gerçeklerinden kopmak demek değildir. Belki gerçekleri görüp, ona uygun adımlar atmaktır.

O zaman negatiflik ve pozitiflik davranışlarının neler üzerinde yoğunlaştığını bilmek ve ona uygun yaşamak önemlidir. Yani birisinin yüklediği pozitif davranış, diğeri için bu anlamı içermiyor olabilir ya da birisinin yüklediği negatif davranış, bir başkası için pozitif olabilir.

Yani bir insan, bir insanın hayatına kastedip öldürdüğünü görmüştür. Burada nasıl bir adım atılsa pozitiftir? Elbette genel anlamda doğru, pozitif davranış, görgü şahitliği yapmak ve bu uğurda gerekirse, biraz bedel ödemeyi göze almaktır. Ama birileri için bu davranış negatif olarak algılanabilir. Bu ölçü değildir. ‘Aman başını ağrıtma, boş ver, görmedim, duymadım, bilmiyorum’ gibi kaçışlar doğru davranışlar değildir. Bu aslında yapılan cinayete ortaklık anlamı içerir ve böyle bir yaklaşım negatiftir. Yani senin sessiz kalman, bir caninin cezasını görmemesinin sebebi oluyorsa, bu o fiili yapmak kadar ağır bir durumdur. Oysa o olayın o kişiye gösterilmesi bir imtihanın başlaması anlamındadır. Çünkü bu insan kendi üzerinde böyle bir davranış olsa, insanların ilgisizliği, görenlerin şahitlik etmemesi oldukça rahatsız edici ve inciticidir.

O zaman, pozitif davranış algısını, pozitif enerji kaynaklarından, pozitif insanlardan, pozitif değer yargılarından almak gerekir. Yoksa, negatif enerji ile yüklenmiş bir insandan pozitif davranış algıları beklemek mümkün değildir. Ama bazen pozitif insanlar, negatif gibi gözüken adımlar atabilirler. Çünkü oradaki negatif, gerçekte negatif değildir. Yani negatif davranışların eğer dersleri alınırsa, negatiften pozitif dersler alınmış olur.

Pozitiflik, nerede, nasıl adım atmak gerekiyorsa atmaktır. Yoksa pozitiflik, eylemsizlik değildir. Yani eylemsizlik bile, bir amacın sonucu ise, eylemsizlik değildir.

Pozitiflik ne değildir; kabalığa prim vermemektir. Haksızlığa, hukuksuzluğa yol açmamaktır. Baskı, zulüm etmemektir. Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı dememektir. Yerinin dışında konuşmamaktır. Negatif kelimelerle cümle kurmamaktır.

Oysa pozitiflik; yapıcı bir şeyler yapmaktır. Hakkın hatırını ali tutmaktır. Hak ve hukuku gözetmektir. Gerekirse bu uğurda bedeller ödemektir. Kişiliğini, değerlerini çiğnetmemektir. İzzetini ve şerefini ayağa kaldırmaktır. Yerinde tenkidini yapmak, ama onun dışında yapmamaktır.

Şunu kabul etmek gerekir ki, negatif insanlar için, pozitif insanlar; negatif kabul edilir; oysa pozitif insanlar için de negatif insanlar zıtlıklar bile anlamlı olduğu için, böyle değerlendirilmez. Yani, pozitifler için, negatifler; muhafaza edilmesi gereken ve pozitifi daha anlamlı kılan değer ölçütleridir.

Yani Ebu Lehep için, Hazret-i Peygamberin (asm) varlığı, pozitif değildir. Ebu Lehep, Hazret-i Peygamberin (asm) söylemlerini, yaşantısını pozitif olarak değerlendirmeyecektir. Ama aynı durum Hazret-i Peygamber (asm) için geçerli önerme değildir. Ebu Lehep’in varlığı, Hazret-i Peygamber için bir imtihan vesilesidir. Yüz kere de olsa, gidip tebliğ edilmesi gereken bir gerekliliktir.

Bu insanlık tarihi kadar eski ve derin bir gerçekliktir.

Yani Kabil, negatif bir insan modeliydi, Habil ise pozitif.

Hesabınızı buna göre yapın, bir insan birden ne negatif olur, ne de pozitif. Negatiflik veya pozitiflik, uzunca bir birikimin sonucudur. Süreklilik arz eden bir zaman diliminin meyvesidir.

O zaman pozitiflik ve negatiflik; iman ve küfür gibi hep var olageleceklerdir. Zaten negatiflik; inançsızlık, ümitsizlik, karamsarlık, güvensizlik anlamında küfrün bir meyvesi; pozitiflik ise, ümit, sevinç, inanç, sabır, duâ anlamında imanın bir meyvesidir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*