Terör hortlatılıyor…

“Açılım”ın askıya alındığı süreçte, terör saldırılarının yoğunlaşması, mayın patlatma ve terör örgütüyle çatışmalarda şehidlerin verilmesi, terörün yeniden tırmanışa geçmesi, düşündürücü…

Samsun’daki “yumruklu saldırı”nın ardından iki polisin çapraz ateşle katlinin terör örgütüne yakın ajansça bizzat PKK’nın silâhlı kanadı HPG’nin Karadeniz güçlerine bağlı bir birimleri tarafından yapıldığını resmen bildirmesiyle terörün Karadeniz bölgesine sıçraması, bir başka vahâmeti ortaya çıkarıyor.

Belli ki Türkiye’yi karıştırmayı, demokratikleşmeyi baltalamayı da amaçlayan kanlı eylemlerle, hassas bölgede Kürt-Türk çatışmasını tahrik etmeye kalkışılıyor.

Bir yandan çeyrek asrı aşkındır kırk bin insanın katlinden sorumlu örgütün “tükenmediği” ve hâlâ “emre âmâde olduğu” mesajı verilirken, diğer yandan Türkiye’yi terörle kavga ve kargaşa ortamına sürükleyip zaafa düşürmek ve ecnebî projelerine teşne hale getirmek stratejisine zemin hazırlanıyor.

Keza terör örgütünden gelen “Asker bitti, sıra polislerde” açıklamasının ardından atılan bir “yumruğun” akabinde iki polisin şehit edilmesiyle başlayan taktikle, askerin yanı sıra polislerin hedef edilmesi, bir başka fitneyi açığa çıkarıyor…

Fitne, Türkiye’yi topyekûn bir etnik ayrışma ve kavmiyetçi kavganın içine sürüklemek.

BDP’liler terör örgütünü “Türkiye’nin gerçeği” ilân etmekten vazgeçmiyorlar, ama Türkiye’nin gerçeği, bin yıllık müşterek inanç, tarih ve kültür birliğiyle Türklerle Kürtlerin mânevî kardeşliği. Yemen’de, Filistin cephesinde, Çanakkale’de, İstiklâl Harbinde yan yana şehid düşmeleri…

Ne var ki “etnik siyaset”in irâdesi, iç ve dış şebekelerin kontrolündeki örgütün güdümünde. En ılımlı isim olarak bilinen BDP’li Yaman’ın bir yandan ilk defa PKK’yı kınayıp, diğer yandan bu saldırıyı PKK’nın taşeron örgütlere, “örgütün moralini düzeltmek için yaptırıp üstlenmiş olabileceği” garip açıklaması, bunun ifâdesi. Doğrusu milletvekili Sakık’ın, “PKK’nın yaptıklarına ne diyeceğimizi şaşırıyoruz” şaşkınlığı, terör örgütünün “kirli oyunu üstlenme”de bildiğini okuduğunu ortaya koyuyor.

Anlaşılan o ki DTP-BDP’nin “siyasî irâdesi”, PKK’nın emr-i vaki dayatmalarının kıskacında.

Neticede, demokratik irâde eksikliği ve yanlış parametrelerle başlatılan “açılım” akamete uğramakta. “Açılım”ın yanlış eksenler üzerine kurulması, terördeki tırmanışı tetikliyor. Demokrasi ve özgürlükler yerine silâhlardan dem vuruluyor.

Ve “açılım” devre dışı kalıp terör hortluyor, hortlatılıyor…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*