“Üç Y” ile mücadeledeki fiyasko

Yapmakla mükellef oldukları işleri de millete sanki fazladan bir iyilik imiş gibi anlatıp duruyorlar.

Yaptıklarını her fırsatta milletin başına kakarlarken, daha önce yapılan hizmetleri, “eski Türkiye” söylemleriyle görmezden geliyorlar.

“Söz verip de yapmadıklarınızdan ne haber?” denildiğinde çıt yok! Veya adeta kırk dereden su getiriyorlar. Mesela “Üç Y” olarak isimlendirdiğiniz “yolsuzluk”la, “yoksulluk”la, “yasaklar”la mücadelede bugün itibarıyla neresindesiniz?

Toplumun her kesiminde, devletin birçok kurumunda, partinizin bazı elemanları hakkında ayyuka çıkan rüşvet ve yolsuzluk iddialarına yönelik bir tekzibiniz var mı?

Sebep olduğunuz hayat pahalılığı cenderesinde sıkışan insanlar varken; “yoksullukla mücadele ediyoruz” nutuklarınızın bir inandırıcılığı var mı?

Faturalarını ödeyemediği için elektriği kesilen aileler varken “yoksullukla mücadele ediyoruz” diyebiliyor musunuz?

Sabahtan akşama kadar pazar yerlerindeki artıkları toplayarak evlerinin geçimini sağlamaya çalışan milyonlarca aileyi gördükten sonra “bu memlekette yoksul yoktur” laflarınıza artık kim inanır?

“Bize muhalif olanlar Türkiye’ye ihanet ediyorlar” gibi düşüncelerle kendinizi Türkiye ile özdeşleştirerek; bir şekilde size muhalif olan hemen herkesi, bir çırpıda ihanetle suçladıktan sonra ülkemizin fikir ve düşünce hürriyetini getireceğiniz yönünde vaatlerinizin bir anlamı kalır mı?

Medyanın talimatlarınıza uygun yayın yapan belki yüzde doksanlık kısmına devletin bütün maddi imkanlarını peşkeş çekerken; yaptığınız haksızlıkları hukuksuzlukları nazarlara verdikleri için, Yeni Asya’nın da dahil olduğu bazı gazetelerin sesini kesmek için resmi ilanlarını gasp ederek mi yasakları kaldıracaksınız?

Sürekli dindarlığınızı nazarlara vererek, adeta dinin ve dindarların yegane hamisi olduğunuzu ima ederek, “Tinerci bir nesil mi yetiştireceğiz; elbette dindar bir gençlik yetiştireceğiz.” gibi sloganlarla muhafazakar kesimin destekleri sayesinde tek başına iktidar oldunuz.

Yirmi bir senelik iktidarınız döneminde toplumdaki ahlâkî aşınmalara, müstehcenliklere, ilkokullara kadar sirayet eden uyuşturucu ve alkol alışkanlıklarına ne diyorsunuz?

Bakalım şimdiye kadar yaptığınız gibi; yapmakla vazifeli olduğunuz işleri yine köpürterek bir lütuf imiş gibi millete anlatmaya devam mı edeceksiniz? “Size vaatlerimizi bir türlü yerine getiremedik, başarılı olamadık.” itiraflarında bulunacak mısınız? Yoksa kabahati başka yerlere atıp milleti oyalamaya devam mı edeceksiniz?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*