Yeni Asya

Yeni Asya büyük bir çınarın adıdır.

Bu çınar Bediüzzaman Hazretleri’nin talebelerinden, Nurcuların ağabeylerinden Zübeyir Aüabey’in gayretleri ile, bütün Nurcuların duâ ve himmetleriyle dikilmiştir. 1970’den beri yine bütün Nurcuların gayret ve çabaları ile sulanıp serpilerek, boy verip dal budak salarak gelişip bütün dünyayı gölgesi altına almaya devam ediyor. İnşallah Cenâb-ı Hak kıyamete kadar hayat verip yeşillendirir ve gölgesini koyu ederek bütün inananları serinlendirir.

Yeni Asya, Risale-i Nur hizmetinin neşriyat âlemine yükselen minaresidir. Bu minareden her gün, Risale-i Nur’un hakikatleri ve iman hizmetinin Bediüzzaman tarafından konulan düsturları ilân edilir. Ta birileri Risale-i Nur’u dünyevî maksatlara âlet etmesin. Geçmişte numunelerini gördük ki; birileri “iman ve Kur’ân hizmeti” dedi, ama düsturları Risale-i Nur’dan almadı ve ehl-i imanı hüsrana uğrattı. Herkesin kafasına göre hareket ettiği ortamlarda birlik beraberlik sağlanamıyor. O sebepten rotanın sağlam takip edilmesi gerekiyor.

Yeni Asya tam demokrasiyi esas alan ve bütün gayretiyle hürriyet-i şer’iyeyi savunan bir cemaatin âleme açılan penceresidir. O yüzden bu gazetede şahsî, indî mülâhazalar makes bulamaz. Ona ancak cemaatin şahs-ı manevisi meşveretle hükmedebilir. Aksini söyleyenler olabilir ve olmuştur, ancak bu körün dolma yeyişi kabilindendir. Malûm hikâyeyi bilirsiniz. İki kör beraber dolma yerler ve biri ötekine “Niye ikişer ikişer yiyorsun” der. Zavallı öteki “Yok abi ben tek tek yiyorum” diye ezilerek cevap verir. Sonra ezilen kör adam ötekine “Ya abi sen kör değil misin? Benim iki ya da tek yediğimi nasıl biliyorsun?” diye hayretle sorar. O uyanık geçinen kör pişkin pişkin; “Ben ikişer ikişer yiyorum da ondan” der.

Yeni Asya; ‘Hakkın hatırı âlidir, hiçbir şeye feda olunmaz’ hakikatini esas almıştır. O yüzden fani hatır ve gönüller onu tesir altına alamaz. Hiçbir menfaate eğilmemiştir. Desteklediği ve kuvve-i istinat olduğu demokratik yapılardan bile istiğna edip tezellül göstermemiştir. Haksızlığın ve hukuksuzluğun her türlüsüne karşıdır. Zulme uğrar, ama zalime asla boyun eğmez. Zındıkların planlarını tarumar eder. Ama bunun yanında hiç kimse ya da teşekkülle hesaplaşma derdinde değildir. O hesap yerine istikrarlı bir hizmet peşindedir.

Yeni Asya her Nurcunun gönlünde taht kurmuş ve her inanan kimsenin pusulası olmuştur. O yalan yazmaz, yazıyorsa doğrudur. Hiçbir zaman okuyucularını sukut-u hayale uğratmamıştır. İçinde bulunduğu şartlarda hep en iyisini yapmıştır. Ondan daha iyisini bekleyenler olmuştur, ama şartlar elvermemiştir. Kim istemez daha iyisini? Bu yüzden haydi bu büyük çınarı daha çok sulayalım, ona arız olan hastalıklarına derman yetiştirelim ve onu yanlış budamayalım. O da bütün ehl-i imanı gölgesi altına alsın.

Allah (cc) kıyamete kadar Yeni Asya’yı payidar etsin. Nur hizmetinin Neşriyat âlemindeki tellâlını susturmasın. “Said yoktur, Said’in kudret ve ehliyeti de yoktur. Konuşan yalnız hakikattir, hakikat-ı imaniyedir.” diyen bir Üstadın meslek ve meşrebine hüve hüvesine sahip çıkmak adına, her türlü zorluk ve engellere rağmen tavizsiz hizmetini devam ettirsin.

İNŞALLAH. Âmin.

Sabahattin Boyacı

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*