Bediüzzaman “İsterim ki, meşrûtiyet ve hürriyet-i şer’iyenin sünnetini onlara ezber ettireyim…” (ESDE, Münâzarât, s. 277.) buyurmaktadır.
Neden?
“Zira dünyevî saadetimiz Meşrûtiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz.” (Divan-ı Harb-i Örfi, 21.)
**
– İstibdadın devamını sağlayan hususlar nelerdir?
Bediüzzaman buna da şöyle cevap verir:
“Sizdeki cehâlet-i avrâ ve itaat-i amyâ, ağaiyet ve tahakküme tenâsuh hükmünü verir. Güya ağaiyet sûretiyle ölse, efendilik kalıbıyla veyahut teşeyyuh cismiyle veya asilzâdelik şekliyle hayatlanacaktır. İşte, benim maksadım; o meylü’l-ağalık ve meyl-i tahakküm ve meyl-i riyâseti öyle öldüreceğim, kıyâmete kadar haşrolmasın.” (ESDE, Münâzarât, s. 278.)
Bunun için Bediüzzaman:
“Riyaset-i şahsiyenin katiyyen aleyhindeyim!” (ESDE, 196.) demektedir.
**
– Peki meşrûtiyet ve hürriyet-i şer’iyenin sünneti nedir?
Bediüzzaman bunları da şöyle sıralar: “Cumhuriyet Demokrat manasındaki meşrûtiyet ve kanun-i esasi denilen adalet, meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten ibarettir.” (ESDE, Makalat, 51-53.)
Kuvvet kanunda olmalı. Yoksa istibdat tevzi olunmuş olur.” (Divan- Harb-i Örfi, 64-65.) ifadeleri ile aynı prensipleri ortaya koyar.
Bu durumda meşrûtiyetin sünnetleri:
1. Adalet: Yöneticilerin görevi hukuku korumak, hak sahibine hakkını vermek ve haksızı cezalandırmaktır. Halkın görevi de adalete yardımcı olmak ve zulmedenlere biraz olsun meyil göstermemektir. (Hud Sûresi, 11:113.)
2. Meşveret: İşleri ehli ile istişare ederek yapılmak (Şura Sûresi, 42:38.) ve işi ehli olana vermektir. (Nisa Sûresi, 4: 58-59.) Bu da istişare ile olur.
3. Kanunda inhisar-ı kuvvet: Şahsın otoritesinin, keyfinin ve anlayışının değil; adil olan kanunların hakim olması ve kanun karşısında imtiyazın olmamasıdır.
Hürriyet-i şer’iye ancak bu sünnetlerin herkes tarafından ezber edilerek uygulanmasına, yani yönetimde de “Sünnetullah” denilen Allah’ın emrettiği bu kurallara uymakla sağlanabilir.
**
Bediüzaman’ın Meşrûtiyet, Cumhuriyet, Demokratlık için Kur’ân’dan çıkarttığı “Adalet, meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvet” esasları “Hürriyet-i Şer’iye”nin sünneti olarak ifade ettiği prensiplerdir.
Benzer konuda makaleler:
- Cihadımız; cehalet, fakirlik ve ihtilâfa karşı
- Bediüzzaman Said Nursî’nin “cumhuriyet” ve “hürriyet” kavramlarına bakış açısı nasıldır?
- Cumhuriyet; adalet ve meşverettir
- Meşrûtiyet-i meşrûa beşer saadetinin bir sebebidir
- İttihadın ruhu, efkâr-ı âmmedir
- Kuvvet kanunda olmalı
- Said Nursî’ye göre demokratlık
- Cihadımız; cehalet, fakirlik ve ihtilâfa karşı
- Adalet-i mahza merhametlidir
- Kuvvet kanunda olmalı, yoksa istibdat tevzî olunmuş olur
İlk yorum yapan olun