Asırlık çınar sevgili annemiz

Kâinatın Efendisi Peygamber Efendimiz (asm) “Cennet anaların ayağı altındadır.” Hadis-i şerifiyle, annelik vazifesinin ne kadar büyük bir vazife olduğunu nazara vermiştir.

İslâm öncesi, kocaya vermekten utanarak kızlarını diri diri toprağa gömdükleri bir devirde, Arap milletine verdikleri bu mesaj, o günün şartları dikkate alındığında önemi daha iyi anlaşılır. “İki kızı olup da onları İslâm terbiyesi ile büyüten, cennette benim komşum olacaktır.” hadisi ve diğer bunlara benzer hadis-i şerifler de, kadın gerçeğinin dinimizdeki yerini göstermektedir.

Şu içinde yaşadığımız modern çağda ve kendini medeni olarak tanımlayan milletler bile, İslâm dininin kadına verdiği değere ulaşamamışlardır.

İslâm dini, kadına hak ettiği değeri verdi ve onu adeta baş tacı etti. Mümin olan kadınlar da, bunun kıymetini bildi ve yeni nesilleri İslâm inancına göre terbiye etti. Asr-ı Saadetten günümüze kadar meydana gelen milletler, toplumun temeli olan aile üzerine inşa oldular ve cihangir devletler kurdular.

Sevgili annemiz de o kadınlardan biriydi. 04 Mart 1929 tarihinde dünyaya gelen annem, altı çocuğunun annesiydi. Dördü erkek, ikisi kız olan bu çocukların erkek olanların hepsi Nur Talebesi oldular. Kızlar da inançlı ve amel sahibi insanlar olarak yetiştiler.

Cumhuriyet tarihinin çok zorlu yıllarında çileli bir hayat yaşayan annem, zaman oldu erkeklerin yapacağı işleri de yapmak zorunda kaldı. Bir taraftan ev işlerini yaparken, diğer taraftan da tarlada, bağ bostan işlerinde çalışmak durumunda oldu.

Uzun yıllar boyunca çocuklar büyüdü iş güç sahibi oldular. Evlendiler ve çoluk çocuk sahibi de oldular. Yıllar yılları kovaladı ve annem iyice ihtiyarladı. 2023 yılı Ramazan Bayramı için köye gittiğimde, birlikte yedik içtik ve konuştuk sohbet ettik. Bir ara “Oğlum! Herhalde ben bu yaza çıkmam. Artık bana yol görünüyor.” dedi. Ben de ona takıldım ve “Ana! Hele dur bakalım, yüz yaşına daha çok var. Yine görüşeceğiz, inşaallah.” dedim. O zaman doksan beş yaşındaydı.

Biz Ankara’ya döndükten bir hafta sonra, bir ara “Bana bir şeyler oluyor.” diyerek, son söz olarak “Allah! Lâilâhe illallah!” söylüyor ve bir daha konuşamıyor. Bir sıkıntısı olduğu zaman sadece inleyerek meramını anlatmaya çalışıyor.

Bu sene, yine Ramazan Bayramında köye gittiğimizde yatağında uyuyordu. Köyde duran kardeşim Orhan ona “Ana! Sami Ağabeyim geldi.” dedi. Birden gözlerini açtı ve bir hayli bana baktı. Beni tanıyıp tanımadığını anlayamadım. Tekrar gözlerini yumdu. Yanağından öptüm ve doyasıya ana kokusunu ruhumun derinliklerine kadar çektim. Daha sonra Ankara’ya döndük.

Bir ara köyde yaşayan kardeşim Orhan aradı ve “Annem yediklerini çıkardı ve biz de Ereğli’ye acil servise götürdük.” diye bilgi verdi. Arkasında da güçlükle buldukları bir yoğun bakım servisine yatırdıklarını söyledi. Diğer kardeşim Burhan da köye gitmiş ve kız kardeşlerimle birlikte annemle ilgileniyorlardı. Sürekli haberleşiyorduk.

Annemin yoğun bakım servisine yatışının üzerinden on gün geçmişti. 23 Nisan 2024 Salı günü sabahı kardeşim Burhan aradı ve “Annem vefat etti.” diye haber verdi. Annem, doksan altı yaşının içindeydi. “İnna lillah ve inna ileyhi raciun.” dedim ve kendisini teselli etmeye çalıştım. Arkasından süratle köye hareket ettik. Bizden sonra damadım ve kızımla birlikte kardeşim Mehmet de geldiler. Resmi tatil günü olduğu için cenazeyi Çarşamba günü aldık ve duyurusunu ona göre yaptık.

24 Nisan 2024 Çarşamba günü Ankara, Kdz. Ereğli, Kastamonu, İnebolu, Karabük, Yenice, Düzce gibi il ve ilçelerden gelenler ve köylerden katılanlarla birlikte büyük bir cemaat meydana geldi. İkindi namazı öncesinde yaptığımız ve ölümün mahiyetini anlatan Risale dersinden sonra namazı kıldık. Köy hocasının teklifi üzerine, annemin cenaze namazını kıldırmak da bize nasip oldu. Yaklaşık bir asra yaklaşan ömrüyle bir çınar daha bu dünyadan âhiret âlemine göçmüş oldu. Son sözü “Lâ ilâhe illallah!” olan anneme ne mutlu!

Köy mezarlığına yapılan defin işlemlerinden sonra, çevre il ve ilçelerden gelenleri yolcu ettik. Bu vesileyle, köye kadar gelen, yurdun dört bir tarafından ve yurt dışından telefonla arayan, mesajlar gönderen, gazetemize ilânlar vererek hüznümüzü paylaşan bütün gönül dostlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Allah, hepinizden ebediyen razı olsun, amin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*