Bediüzzaman gerçeği

altDoğru İslâm’ın yüksek seciyeleri içinde, dünya ve ahiret saadetini yaşama adına, yazdığı ve yaydığı şaheserleriyle gönüllerde makes bulan Bediüzzaman, te’lif ettiği eserleri ve yaşadığı hayat bakımından örnek ve ölçü alınacak bir rehber şahsiyettir.

Vefatının elliyedinci sene-i devriyesinde kendisini rahmetle anıyoruz.

Yazdığı eserleri, serapa iman, ahlâk, medeniyet ve doğru İslâmın esaslarıyla mücehhez hususiyetleriyle öne çıkmış, çağ’a ve çağlara Kur’ân’ın mesajını ileten Risale-i Nur gibi bir şaheser meydana getirmiştir.

Yaşadığı çağ’da, Kur’ân ahlâkına dayalı, sünnet eksenli bir hayat tarzının istikametini izhar eden Bediüzzaman, hayatını ortaya koyarak verdiği iman şahlanışı mücadelesiyle insanlığı Kur’ân’ın sabahında uyanmasını sağlamıştır.

Son asrın dehşetli hadiseleri içinde, Kur’ân dâvâsı namına çırpınışlarını sürdürürken, bu yolda çok cefa ve çileler çekmiş, baskı ve zulümlere maruz bırakılarak, sürgün ve hapis hayatı yaşatılmıştır.

Bu topraklarda doğup büyüyen ve gönüllere taht kuran Bediüzzaman, kendi ülkesinin idarecileri tarafından maruz kaldığı olumsuzluklara karşı, ömrü boyunca şefkat içinde hareket etmiş, tek gayesinin iman dâvâsı olduğunu söylemiş ve yaşamıştır.

Bütün bu özelliklerinin yanı sıra, hürriyetçi ve demokrat şahsiyetiyle de Bediüzzaman, bu önemli husûsiyetleri içinde müsbet hareketi esas alarak insanlığa örnek ve rehber bir kişilik dersleri vermiştir.

Yaşadığı hayat içinde, nezih kişiliğinin yanı sıra, te’lif ettiği eserlerine de yansıyan Bediüzzaman’daki bu önemli hususiyetler, günümüzde insanlığın ihtiyaç duyduğu unsurlar olarak öne çıkmış durumdadır.

Demokrasi, hürriyet ve müsbet hareket gibi değerler, dünya genelinde sahiplenmesi gereken hususlar olduğu gibi, ülkemiz ve insanımız açısından da arzu edilen ciddî değerler olarak görülmektedir.

Tamamen gerçeklere dayalı, idealist bir düşünce doğrultusunda hayatını idame ettiren Bediüzzaman, şahsî ve umumî manadaki hürriyetlere değer vererek muhafaza etme yolunu tercih etmiştir.

Bu hususta ”Ben ekmeksiz yaşarım, fakat hürriyetsiz yaşayamam” diyerek, hürriyet ve demokrasi kavramlarının doğru eksendeki kapılarını aralamış ve sahiplenmiştir. Aynı zamanda, bir iman hareketinin şahlanışının öncülüğünü yaparak ”İmanın kuvveti nisbetinde, hürriyetin parlayacağını” ifade etmiştir.

İnsan fıtratının uygunluğunun tasvip ettiği mezkûr mefhumların günümüzde bir ihtiyaç olduğu mutlaktır. Zira, ortak akla dayalı manevî şahsiyetin geçerliliğini koruduğu bir zamandır..

Kendisine, hayatı boyunca, anlamsızca verilen sıkıntılara rağmen, Bediüzzaman hürriyet ve demokrasiden asla taviz vermeyerek, bu unsurların kâmil mânada fiiliyata aksetmesi yönünde gayratlerini sürdürmüştür.

Meşrûat-ı meşrûa olarak tasvib ve tarif ettiği, hak, hukuk ve adalet kavramlarını kapsayan demokrasi anlayışını eserlerine de yansıtarak, bu hususta önemli dersler vererek yazdığı ve yaşadığı şaheserleriyle öne çıkan Bediüzzaman’a, ülkemiz ve insanımızın doğruları bilmek, kavramak ve yaşamak adına, kulak verilmesi bir zarurettir diyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*