Global fitne rüzgârı

Bazı Avrupa gazetelerinde Hz. Muhammed’e (asm) atfedilen tasvirlerin, resim ve karikatürlerin, İslâm dünyasındaki infiallere rağmen, ısrarla ve inatla yayınlanmaya devam etmesi gösteriyor ki, geniş çaplı yeni bir fitne dalgası estirilmeye çalışılıyor.

Evet, tam bir fitne: Müslümanları rencide ederek, o­nları Hıristiyanlarla karşı karşıya getirme ve bu iki dinin mensuplarını birbirine düşürme, tıpkı mâzideki gibi, o­nları yeniden kanlı–bıçaklı hale getirme fitnekârlığı.

Bu fitneyi körükleyenler, hakikî İsevîler, yahut dindar Hıristiyanlar olamaz.

Zira, bir dinin samimî mensupları, başka dinlere de saygılı olur. Yani, bir dine içtenlikle bağlananlar, bir başka dine karşı gelse bile, yine de o dinin mensuplarına hakarette bulunmaya, o­nları bile bile rencide etmeye tevessül ile tenezzül etmez. O halde, bu global fitne rüzgârını başkası çıkarıyor ve körüklüyor demektir.

Acaba bunlar kimdir ve bu fitnekârlığı neden yapıyor, bunda ne gibi bir menfaatleri var?

Akla ilk gelen kuvvetli ihtimale göre, bu fitnenin perde gerisindeki failleri şunlardır: Özellikle son yarım asırdır yaşanan ve gitgide gelişen Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki yakınlaşmadan (Türkiye’nin AB üyeliği de buna dahil) rahatsızlık duyanlar, böyle bir yakınlaşmayı menfaatine aykırı bulanlar ve bilhassa yeryüzünde dinsizlik, imansızlık, ahlâksızlık cereyanının yaygınlaşmasını isteyenler.

Bunlar, cinnî şeytanın insan sûretinde iş gören gönüllü vekilleridir. Asıl çehresini kamufle ederek, daha ziyade provokatörlerle iş görüyor.

İşte, şu an işbaşında olan, o­nların provokatörleridir. Müslümanları rencide ile tahrik edecek yayınlarda bulunuyorlar. Tâ ki, hiç yoktan bir gerginlik çıksın. Taşkınlıklar yaşansın. Üzücü kanlı hadiseler meydana gelsin. Böylece birbirine düşman olup uzaklaşsınlar.

Acaba, bunda kimin veya kimlerin menfaati var? İşte, bu noktadan hareketle iz sürülebilir ve perde gerisindeki sinsî çehrelerin portresi tesbit edilebilir.

Bu arada, taassup damarıyla hareket ederek, bu işi eski Haçlı ruhu taşıyan Hıristiyanların yaptığını iddia edenler de olabilir ki, bu da asıl failleri biraz daha kamufle etmekten başka bir şeye yaramaz.

Dolayısıyla, bu tür densizlikler sebebiyle, hakikî İsevilere ve dindar Hıristiyanlara karşı hasmâne bir tavır içine girmemeye ve her iki dinin mensuplarını vuruşturmaya azmetmiş karanlık yüzlü fitnekârların ekmeğine yağ sürmemeye âzami derecede dikkat etmek gerekir.

Tâ ki, bu yeni global fitne dalgası, fazla canlanıp yaygınlaşmadan sönüp gitsin ve ademe (yokluğa) mahkûm olsun.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*