Evet, meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir; siz dahi hâkim oldunuz. Umum akvâmın sebeb-i saadetidir; siz de saadete gideceksiniz. Bütün eşvâk ve hissiyât-ı âliyeyi uyandırır; uyku bes, siz de uyanınız. İnsanı hayvanlıktan kurtarır; siz de tam insan olunuz. İslâmiyetin bahtını, Asya’nın tâliini açacaktır.
Size müjde. Bizim devleti ömr-ü ebedîye mazhar eder. Milletin bekâsıyla ibkâ edecek; siz daha me’yus olmayınız. Bir ince tel gibi her tarafa hevâ ve hevesin tehyîci ile çevrilmeye müstaid olan rey-i vâhid-i istibdâdı lâyetezelzel bir demir direk gibi, lâyetefellel bir elmas kılınç gibi olan efkâr-ı âmmeye tebdil eder; siz de, sefine-i Nuh gibi emniyet ediniz. Herkesi bir padişah hükmüne getiriyor; siz de hürriyetperverlikle padişah olmaya gayret ediniz. Esâs-ı insâniyet olan cüz’-ü ihtiyârı temin eder, âzâd eder; siz de câmid olmaya râzı olmayınız. Üç yüz milyondan ziyâde ehl-i İslâmı bir aşîret gibi birbirıne rapteder; siz de o râbıtayı muhâfaza ediniz. Zîrâ meşveret perdeyi attı; milliyet göründü, harekete geldi. Milliyet içinde İslâmiyet ışıklandı, ihtizâza geldi. Zîrâ, milliyetimizin rûhu İslâmiyettir; hakîki ve nisbî ve izâfiden mürekkeptir. Başka millete benzemiyoruz.
Münâzarât, s. 53
***
Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir. Yani efkâr-ı âmmenizin misâl-i mücessemi olan mebusân hâkimdir; hükûmet, hâdim ve hizmetkârdır. Öyle ise kendinizden teşekkî ediniz; her kabahati hükûmet ve Türklere atmakla çok aldanırsınız.
Münâzarât, s. 103
***
Suâl: Şimdi Ermeniler kaymakam ve vali oluyorlar. Nasıl olur?
Cevap: Saatçi ve makineci ve süpürgeci oldukları gibi… Zira, meşrûtiyet, hâkimiyet-i millettir. Hükûmet hizmetkârdır. Meşrutiyet doğru olursa, kaymakam ve vâli, reis değiller, belki ücretli hizmetkârlardır. Gayr-ı müslim reis olamaz, fakat hizmetkâr olur. Farz ediniz ki, memuriyet bir nevî riyaset ve bir ağalıktır. Münâzarât, s. 192
LÜGATÇE:
hâkimiyet-i millet: Millet hâkimiyeti.
efkâr-ı âmme: Kamuoyu, halkın düşüncesi ve fikirleri.
misâl-i mücessem: Cisimleşmiş örnek.
mebusân: Milletvekilleri.
meşveret-i şer’iye: Dîne uygun olarak yapılan meşveret.
akvâm: Kavimler, milletler.
eşvâk: Şevkler, istekler, neşeler.
bes: Yeter, yeterli.
ibkâ: Bâkileştirmek. Devamlı etmek.
rey-i vâhid-i istibdâd: Bir kişinin rey ve görüşüne dayalı olan istibdat yönetimi.
lâyetezelzel: Sarsılmaz, bölünmez, parçalanmaz.
lâyetefellel: Ağzı kırılmaz ve körelmez.
Benzer konuda makaleler:
- Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir
- Meşrûtiyetin aklı kanundur, şahıs değil
- Meşrûtiyetin aklı kanundur, şahıs değil
- Meşrûtiyet, esas-ı insaniyeti temin eder
- İstibdat, kin ve düşmanlığı uyandırır
- Milliyetimizin ruhu İslâmiyettir
- Milliyetimizin ruhu İslâmiyettir
- İslâm âlemini zillet ve sefâlete düşürttüren sebep
- İstibdat, sû-i istimâlâta gâyet müsâit bir zemindir
- Meşrutiyetin aklı kanundur, şahıs değil
Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.
İlk yorum yapan olun