Nurlarla beraberliğin kıymetini bilmeliyiz

Hizmet-i Kur’âniye ve imaniye adına özellikle de Risale-i Nur hizmetleri adına; bundan elli sene önce, kırk sene önce, otuz sene önce, yirmi sene önce, hatta on sene önce, yapılmasını istediğimiz, olmasını arzu ettiğimiz, büyük ümitlerle beklediğimiz şartlar, olgular, fikirler, düşünceler ve fiilî ameller, faaliyetler yüzde yetmişlere varan bir oranda gerçekleşmiş ve gerçekleşmeye devam ediyor elhamdülillah…

Nurların parlaması, elbette ki yalnız Nurlarla alâkası olanların himmet ve gayretlerine, çalışmalarına bağlanamaz. Nasip, ihsan-ı  İlâhî, ikram-ı  İlâhiyeyle tezahür eden, genişleyen, gelişen ve parlayan Nur hizmetlerinde alâkalı kişilerin katkısı da, bir şart-ı adi ve vesile olarak zikredilebilir. Ama irademizin sarfıyla sahiplenilen hizmetlerin içerisinde de mühim rolleri, inşaallah hademe olarak, hizmetkâr olarak yüklenebiliriz…

Gevşeme, rahatlık ve gaflet olan; yapılan, ortaya konan işlere hizmet adına kanaatkârlık bizlere ancak tembelliği ve gafleti getirebilir. Ümidin çalışmanın şevkin kaynağı olan öğrenmek bilmek istediği ve okumak bizim vazgeçilmez üçlümüz olarak bizleri daima muharrik bir vaziyette tutabilmeli, emellerimiz, ümitlerimiz, arzularımız, isteklerimiz ve hedeflerimiz daima hali hazır hizmetlerimizin kat kat fazlasına ziyadesiyle açık olmalıdır. Büyük hedeflere ulaşmak için çok büyük düşünmek ve bu düşünce dairesini okuyarak, öğrenerek alabildiğine genişletmek gerekir.

Hayatı veren, idare eden; hizmeti veren ve istihdam eden Hâlık-ı Zülcelâlimizin kapısını edeble ve tevazu ile boynumuzu bükerek çalıp, hizmet-i Kur’âniye ve imaniye için çalışmalıyız. En küçük bir dünyevî isteğimizin, arzumuzun gerçekleşmesi için hiç çekinmeden ve durmadan istekte bulunduğumuz Rabbimizden, uhrevî, ahirete dair, imanî, Kur’ânî hizmetler içinde daima isteklerde bulunabilmeliyiz…

Bizler eğer tembellik eder tenperverlikle hizmetin peşinde değilde, hizmetin gayrinin peşinde koşmaya ağırlık verirsek hizmette bize sırtını döner… Herkes unutmamalıdır ki herkesin hizmete ihtiyacı var, fakat hizmetin kimseye ihtiyacı yoktur. Cenâb-ı Hak istediği kulunu hizmet-i Kur’ânîye ve imanîyede koşturur, çalıştırır istihdam eder. İhsanda ve ikramda bulunur.

Şu haberdarlığımızı, Risale-i Nurlarla olan beraberliğimizi çok iyi değerlendirmeliyiz ve kıymetini  çok iyi bilmeliyiz. O’na O’nun yolunda olabilmek için çok bol duâ etmeliyiz… İnşaallah Rabbim bizleri Nurlarla hizmette ebediyyen daim kılsın… Amin amin amin demeliyiz ve yine O’na yalvarmalıyız…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*