Demokrasi üzerine

Önce, Bediüzzaman Hazretlerinin kimliğini hatırlayalım, dinî meselelerde ‘yetkisi’ nedir?

Çok kısa bir tanımlamayla son devrin en büyük din âlimidir. 14 yaşında icazet alıp müderris olabilecek bir zekâya ve ilme sahiptir. Bu yüzden kendisine ‘Zamanın harikası ve asrın mükemmel insanı’ manasında ‘Bediüzzaman’ denilmiştir. Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiye isimli 25 Şubat 1918 tarihinde resmen kurulan ‘İslam Akademisi’nin üyesi idi. Faaliyetleri süresince toplam 28 üyesi olan kuruma resmen tayin edilen üyeler arasında Bediüzzaman ile birlikte Mehmed Akif, İzmirli İsmail Hakkı, Elmalılı Muhammed Hamdi, Mustafa Sabri, Saadeddin Paşa gibi büyük âlimler de bulunuyordu. Savunmuş olduğu İslâm davası uğruna 30 sene zulüm ve işkencelere maruz kalarak memleket hapishanelerinde zindandan zindana dolaştırılan Bediüzzaman Hazretleri asrın ihtiyacına deva olarak; Kur’an-ı Kerim’i tefsir ettiği ve ‘imanların kurtarılmasına’ vesile olan Risale-i Nur eserleriyle ‘müceddid’ (dini tecdid eden, yenileyen, yeniden güçlendiren) olduğunu ispatlamıştır.

Bediüzzaman Hazretleri Münâzarât isimli eserinde “Meşrûtiyet ‘Ve işlerde onlarla istişare et.’ (Âl-i İmran Sûresi: 159.), ‘Onların aralarındaki işleri istişare iledir.’ (Şûrâ Sûresi: 38.) âyet-i kerîmelerinin tecellisidir ve meşveret-i şer’iyedir. O vücud-u nuranînin kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi marifettir, lisanı muhabbettir, aklı kanundur, şahıs değildir. Evet, Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir; siz dahi hâkim oldunuz. Umum akvamın sebeb-i saadetidir; siz de saadete gideceksiniz. Bütün eşvak ve hissiyat-ı âliyeyi uyandırır. Uyku bes! Siz de uyanınız. İnsanı hayvanlıktan kurtarır; siz de tam insan olunuz” diyerek Kur’ân-ı Kerim’in iki ayetini kaynak göstermektedir.

Şimdi ‘Demokrasi bütün haramların serbest olduğu bir idare şeklidir’; ‘Allah’ın hükmüyle hükmetmemektir’ ve benzeri hükümleri büyük bir pervasızlıkla söyleyenler kimdir? Dinî kimliği ve yetkisi nedir?

Mesela “ABD merkezli Pew Araştırma Merkezine göre, Fransa’da 5.72 milyon Müslüman yaşıyor. 2016 yılına göre bu rakam nüfusun yüzde 8.8’i anlamına geliyor. Avrupa’da ikinci sırada 4.95 milyon ile nüfusun yüzde 6.1’ini Müslümanların oluşturduğu Almanya var. Üçüncü sıradaki İngiltere’de 4.13 milyon ve dördüncü sıradaki İtalya’da 2.87 milyon Müslüman yaşıyor. Buna göre İngiltere nüfusunun yüzde 6.3’ü ve İtalya’nın yüzde 4.8’i İslâmiyet inancına sahip” (tr.euronews.com, 17 Ocak 2020) Bu ülkelere giden veya orada yerleşip yaşayan Müslümanlar inançlarını rahatça yaşayamıyorlar mı?

“İslâm devleti” milletin her ferdinin başına dikilip zorla dini yaşatmaya mı çalışacak? Cenab-ı Allah peygamberlere bile sadece dini tebliğ yetkisi verip insanları hür iradeleriyle imtihan ederken birileri bu zorla dini yaşatma yetkisini kimden aldıklarını sanıyor?

Hüseyin ÇETİNSOY

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*