Usta bir iletişimci: Karınca

“İnsan nev’inde şu tehalüf ile beraber; buğday, üzüm, arı, karınca nevilerindeki tevafuk, kör tesadüfün işi olmadığı güneş gibi aşikârdır. Madem ki kesretin böyle uzak, ince, geniş ahval ve etvarında da tesadüfün müdahalesine imkân yoktur ve tesadüfün elinden mahfuzdur; ve ancak bir Hakîm’in kasdı ve bir Muhtar’ın ihtiyârı ve Semî, Basîr bir Mürîd’in iradesinin daire-i tasarrufundadır; ‘tesadüf, şirk ve tabiat’tan’ teşekkül eden fesat şebekesinin âlem-i İslâm’dan nefiy ve ihracına, Risale-i Nur’ca verilen karar infaz edilmiştir.” (Mesnevî-i Nuriye, s.199)

Karıncaların arasında çok gelişmiş bir “haberleşme sistemi” olduğuna Kur’an’da şöyle işaret edilir: “Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: ‘Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp geçmesin.’” (Neml Suresi, 18)

Karınca’nın; feromen, dokunma, sembolik davranış ve ses ile iletişim gibi son derece kompleks teknikler kullanması “kör tesadüflerle” izah edilemez.

Feromen, koku olarak algılanan kimyasal sinyaldir. Alarma geçme, toplanma, temizlenme, davet etme gibi mesaj içerir. Feromen, koloninin ihtiyaçlarına göre salgılanır. Yoğunluğu ise durumun aciliyetine göre değişir.

Karıncalar; ağızlarıyla, ön kollarıyla veya antenleriyle birbirlerine dokunarak da anlaşabilirler. Bu temas; yemek başlangıcı, yuva arkadaşlarının tanındığı sosyal karşılaşmalar ve davet gibi gayelere hizmet eder.

Sembolik davranış sergilemesi de karıncanın bir başka haberleşmede kullandığı tekniktir. Örneğin; yaklaşan bir düşmanı haber vermek üzere vücutlarını savaşı tahattur edecek şekilde hareket ettirirler.

Ses ile iletişim de karıncanın sık kullandığı bir yöntemdir. İki tür ses üretimi belirlenmiştir: Biri vücudu bir engele veya yere çarparak çıkarılan “vuruş” sesi ve titreşimler, diğeri de vücudun bazı parçalarını birbirine sürterek çıkarılan tiz seslerdir.

Karınca havadan nakledilen titreşimlere karşı sağır gibidir. Fakat, maddeden geçen ses titreşimlerine karşı çok duyarlıdır. Bu onlar için etkili bir alarm sinyalidir. Bunu duyduklarında yürüme hızlarını arttırır, titreşimin geldiği yöne doğru hareket eder ve çevrede gördükleri bütün hareket eden canlılara saldırırlar.

“Avrupalı marangoz karınca” gibi bazı türler, çeneleri ve karınları ile tahta odalara ve koridorlara vurarak, 20 cm hatta daha fazla uzaklıktaki yuva arkadaşlarına titreşim gönderebilir. Bir karınca için 20 cm’nin, bir insan için 60-70 metre ile ifade edilebilecek bir uzaklık olduğunu not düşelim. Sesle iletişimin çeşitli türlerde; alarm, çiftleşme ve feromen etkinliğini artırmak olmak üzere üç ana fonksiyonu olduğu tespit edilmiştir.

Karıncanın dört farklı iletişim tekniklerini dört dil konuşan insanlara benzetebiliriz. Yani, karınca kolonide dört farklı dille yüzbinlerce akranıyla ömrü boyunca bir karışıklık ve sıkıntı yaşamadan haberleşir. Bu vecihle karınca; Rabbiyle, ailesiyle, çevresiyle, kainatla iletişim kurmakta zorlanan beşere hüsn-ü misal ve ibrettir vesselam…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*