Birçok karınca türü, bitki özsularıyla beslenen yaprak bitlerinin “bal” denen sindirim artıklarıyla beslenir. Bu maddenin gerçek bal ile ilişkisi yoktur.
Sindirim artıkları yüksek oranda şekerli madde içerdiği için bu ismi alır. Bal karıncaları; besinin bol olduğu aylarda, yaprak bitlerinden, kabuklu bitlerden ve çiçeklerden bal alırlar.
Karıncanın yaprak bitlerinden bal alma biçimleri oldukça ilginçtir. Karınca, yaprak bitine yaklaşarak onun karnını dürtüklemeye başlar. Yaprak biti de bir damla sindirim artığını karıncaya verir. Karınca, yaprak bitlerinin karınlarını daha çok dürtükleyerek daha çok bal almaya çalışır ve çıkan sıvıyı emer.
İşçiler nektarı yutup yuvalarına taşıdıktan sonra, balı saklayacak olan genç işçilerin ağızlarına boşaltırlar. Bal taşıyıcı karınca, vücudunun alt kısmını şişirerek bal kesesi olarak kullanır. İşçiler tarafından toplanan bal özüyle beslenir ve adeta bir “fıçı” görevini görür. Balın sabit kalabilmesi için, her odada 25-30 kadar karınca, ayaklarıyla tavana yapışırlar ve yer değiştirmezler. Eğer herhangi biri düşecek olursa, işçiler tarafından hemen eski pozisyonuna döndürülür. Her bir karıncanın vücudunda depolanan bal miktarı kendi ağırlığının 8 katıdır.
Kışın ya da kurak mevsimde, sıradan işçiler “bal fıçıları”nı ziyaret ederek günlük besin ihtiyaçlarını karşılar. İşçi karınca ağzını “fıçı”nınkine yerleştirir ve “fıçı”, bal kesesindeki kaslarını kasarak, ufak bir damla bal damlatır. İşçi bu besin değeri yüksek balı, elverişsiz mevsimlerde yiyecek olarak tüketir.
Hasatçı karıncaların beslenmesi ise oldukça karmaşık ve zorludur. Karınca, tohum toplar ve bunları özel olarak hazırlanmış odalarda saklar. Nişastalı özlerden oluşan bu tohumlar, larvaları ve diğer işçileri doyuracak olan şekerin üretilmesi için kullanılır. Birçok karınca tohumları ve çekirdekleri yiyecek olarak kullanırken; sadece hasatçı karınca, tohum toplayıp bunları işleme üzerine kurulu bir sisteme sahiptir. Karınca, gelişme mevsiminde tohumları toplar ve kuru mevsimde kullanmak üzere depolar. Yuvadaki özel odalarda tohumları, yanlışlıkla getirilen diğer maddelerden temizler.
Bu arada karıncaların bir grubu da yuvada kalır, tohum özlerini çiğneyerek “karınca ekmeği”ni yaparlar. Tükürüklerindeki enzimlerle tohumdaki nişastayı, yiyebilecekleri şekere dönüştürürler. Çiğneme sırasında salgıladıkları tükürüğün bu dönüşümü sağladığı bilinmektedir. Bu şekerle soğuk ve kurak mevsimlerde larvalar ve diğer karıncalar beslenirler.
Yaprak bitinden dürterek balı alması, yuvaya taşıyarak arkadaşına aktarması, kendi ağırlığının 8 katına kadar fıçı gibi depolayabilmesi, hiç kıpırdamadan fedakârca uzun bir süre sabit kalması, karıncaların Rabbimizin Rezzak ismine ayna olduğunu izhar eder. Bu esma aynı zamanda Rabbimizin Hakîm, Rahîm, Rahman gibi onlarca esmayı okumanın zeminini hazırlıyor. Hakkıyla talim etmek duasıyla…
Benzer konuda makaleler:
- Yaprak kesen karıncalar
- Karıncalar
- Vazifeli ve kıymetli bir memur: Karıncalar
- Ateş karıncalarıyla tanışmak ister misiniz?
- Kıymetli bir böcek: Karınca
- Sahradaki sanat: Kadife ve Çöl Karıncaları
- Yazarımız Mikail Yaprak dua bekliyor
- Karınca’nın kudreti
- Bağımlı tarımla nereye kadar?
- Cumhuriyetperver bir millet: Karıncalar
İlk yorum yapan olun