Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp düşünmez misiniz? (Nahl Sûresi, 17.) ayeti yaratılış üzerine düşünmeye davettir. Bu yazımızda ateş karıncalarının yaratılış özelliklerinin bir kısmını tefekkür etmeye çalışacağız.
Ateş karıncaları küçük, kırmızı böceklerdir. Günde 5.000 yumurta üretebilir. Birçok karınca türü kolonisinin birkaç yüz işçisi varken, bu koloninin sadece işçi sayısı yarım milyon kadardır. Kraliçe, 240.000 işçilik bir koloni üretebilir. 30 cm. yüksekliğe ve 60 cm. genişliğe ve 350’ye varan tepecikler inşa edebilirler.
Küçük hayvanları ve sürüngenleri vücutlarında bulunan zehirli iğneyle öldürebilirler. İnsanlarda ise alerjik etkilere sebep olurlar. Tarım alanlarına zarar verip açtıkları tünellerle yol ve asfaltta çökmelere dahi neden olabilir. Hatta elektrik kablolarını parçalayarak kesintilere yol açtıkları da kayıtlara geçmiştir.
Savunmaları da güçlüdür. Besinlerini mikrop vererek öldürme çalışmaları, boğazlarında bulunan mikrop geçişini engelleyen yapılarla akim bırakılmıştır. Ayrıca zehir keselerindeki anti-mikrobik sıvıyı yuva çevresine ve yavrulara püskürtmedir. Böylece yuvayı dezenfekte ederler.
Bir böcek türü olan Scarabaeid ile ateş karıncaları, taşıdıkları hidrokarbonların aynı olması nedeniyle birlikte yaşayabilir. Böcek, ateş karıncalarının yuvasına ilk geldiğinde kalın dış kabuğuna güvenir ve ölü taklidi yaparak kendisini korumaya çalışır. Birkaç gün içinde, karıncaların hidrokarbonunu taklit ederek oluşturduktan sonra karınca yuvasına kabul edilir. Böcekler ateş karıncalarının yuvasından ayrıldıklarında, karıncalarla ortak olan bileşimleri kaybolurken kendilerine has ağır hidrokarbonlar kalır. Sonradan başka bir ateş karıncası türünün kolonisine gittiklerinde, bu sefer de bu koloninin kokusunu oluşturur.
Georgia Teknoloji Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre ateş karıncaları, ayaklarından salgıdıkları özel yapışkan bir sıvı sayesinde birbirlerine yapışıp inanılmaz yapılar yapabiliyor. Selden korunmak için kullandıkları koşu bandı modelini 100 saniyede oluşturan ateş karıncaları, yaşayabilecekleri yeni yerler keşfedinceye kadar bu sal yapısı sayesinde haftalarca hatta aylarca su üstünde yaşayabiliyor. Bu esnada normalden yaklaşık 400 katında bir kuvvet ile karıncalar birbirlerine tutunduğunu not düşelim. Bu bir insan için ortalama 2 tır ağırlığında bir kuvvetin ortaya çıkması demek. Kendi vücutlarıyla oluşturdukları sal suyun içinde giderken karıncaların yarısı suyun altında, diğer yarısı da suyun üstünde bulunuyor. Koloni, kraliçeyi ve larvaları salın ortasına yerleştiriyor. Böylece üstte kaldığı için ıslanmıyorlar. Alttaki karıncaların ince tüyleri hava tuttuğundan diğerleri de suda batmıyor.
Salı oluşturan karıncalar sürekli yer değiştiriyor. Eğer salda bir boşluk hissedilirse yüzlerce karınca hızlıca köprü oluşturuyor ve tamir ediliyor. Bugüne kadar araştırmacıların kaydettiği en büyük salın çapı 20 cm kadardı. Bu büyüklükteki bir salda ortalama 12 bin kadar karınca olduğu tahmin ediliyor.
Ateş karıncalarının; beceri ve çalışkanlıkları, savunma ve saldırıları, böceklerle birlikte yaşayabilmeleri ve sel gibi afetlerde sal oluşturmaları geniş bir tefekkür penceresi açar vesselam…
Benzer konuda makaleler:
- Cumhuriyetperver bir millet: Karıncalar
- Vazifeli ve kıymetli bir memur: Karıncalar
- Yaprak kesen karıncalar
- “Küçük!” bir kahramanla tanışmak ister misiniz?
- Karıncalar
- Kıymetli bir böcek: Karınca
- Kraliçe, okunan Kur´ân-ı Kerim´i huşu içinde dinledi
- Sahradaki sanat: Kadife ve Çöl Karıncaları
- Cumhuriyetperver bir millet: Arılar
- Arıların maaşlarını merak ettiniz mi?
1 Geri Dönüşüm