Garkad ağacı

Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resulullah (asm) şöyle buyurdu:

“Müslümanlarla Yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç Yahudiyi kovalayan kimseye, “Ey Müslüman! Arkamda bir Yahudi var” diyecek. Yalnız, Garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.” (Müslim, fiten, 10)

Hz. Peygamber’in (asm) Hadisi şerifinde anlatılan tarihsel sürecin içinden geçtiğimiz şu günlerde Gazze ve Filistin meselesi, başta Müslümanlar olarak bizlerin ve aslında tüm insanlığın imtihanı olsa gerek. Hadis-i şerifte vurgulanan Garkad ağacının ifade edildiği kısım beni çok düşündürdü. Yahudiler nereye saklanırsa saklansın, canlı cansız en küçük bir taş bile yani büyük küçük her destekçi arkasında Yahudi olduğunu söyleyecek, sadece Garkad ağacı söylemeyecek, “Çünkü o Yahudi ağaçlarındandır” diyor Peygamberimiz (asm).

Şu an dünyada Yahudileri destekleyen kim varsa İsrail’in yanında yer aldıklarını söylemekten çekinmiyorlar. Devletlerden sanatçılara, sosyal medya fenomenlerinden sporculara kadar herkesimden insanlar az çok safını belli ederek kimin yanında yer aldıklarını dile getiriyorlar. İsrail’e destek verdiklerini açık açık ilan ediyorlar.

Gelelim İslam dünyasının yöneticilerine… İsrail’in bu zulmüne karşıymış gibi gözüktüğü halde bu konuda ciddi manada hiçbir icraatta bulunmuyorlar, İsrail ile ticari veya askeri alanda ilişkilerini kesmiyor, Filistin halkını korumak, kollamak adına tutarlı yaptırımlarda bulunmuyorlar. Veyahut sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Mesela bizim devlet yöneticilerimiz de savunma sanayiinden tarıma kadar birçok alanda İsrail ile ticari ilişkiler içerisinde olduğu biliniyor. Müslüman ülkelerdeki devlet yöneticilerinin bir kısmı sanki İsrail’i koruyan bir pozisyon üstlenmişler gibi üç maymunu oynuyorlar.

Hadis-i şerifteki, “Yalnız Garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır” manasını da yabancı ülkelerin verdikleri açık destek olarak değil, bilakis bizden biri zannettiklerimizi, Müslüman olduğu halde gizliden gizliye İsrail’i destekleyenleri mi anlamalı, düşündürücü. Acaba “Garkad ağaçları bu kimseler olmasın?” Bediüzzaman diyor ki, “Siyaset propagandası bazen yalana ziyade revaç verdi. Fenalık ve yalancılık bir derece meydan aldı.” “Evet, sıdk ve doğruluk, İslâmiyetin hayat-ı içtimaiyesinde ukde-i hayatiyesidir. Riyakârlık, fiilî bir nevi yalancılıktır. Dalkavukluk ve tasannu, alçakça bir yalancılıktır. Nifak ve münafıklık, muzır bir yalancılıktır. (Hutbe-i Şamiye).

O halde sonuç olarak bir mü’min sıdk ile yalanı ayırt edebilecek bir ferasete sahip olmalı. Fiiliyata geçmeyen söylemlere itibar etmemeli. Zira laf ile peynir gemisi yürümez. İcraata bakmalı, vesselam.

Tuba NURLAN

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*