Ramazan sevinci

Peygamber (asm), buyuruyor ki; “…Müminin iki sevinci vardır: Birisi iftar vaktinde orucunu açtığı andaki sevinci, diğeri Rabbine kavuştuğu zaman orucunun (mükâfatından kaynaklanan) sevincidir.” (Müslim, Sıyâm, 163)

İşte, bu sevinçleri arasında bulunduran Ramazan, ne mübarek bir aydır. O mübareklik, anlatmakla bitmez. Hâlbuki Ramazan’dan önce, yaşadığımız; aynı âlem, aynı dünya. Ama bir farklılık var. O atmosfere girdiğimizde, o farklılığı daha iyi derk edebiliyoruz.

Bu ayda hissettiğimiz bu sevinci ifade için “Ramazan sevinci” diyoruz.

Geçtiğimiz ay ikinci baskısı yapılan kitabcığımızın ismi de “Ramazan sevinci”. O kitabcığın içinde, Ramazan’a ait pek çok şeyi yazmıştık. Ramazan’da kullandığımız tabirlerin ne mânâya geldiğini yazmıştık.

Tabii Ramazan’a dair, ilmihâlî malûmatlar başta olmak üzere, çok güzel şeyler var. Bunların başı ve şahı; Ramazan ile alâkalı, “Bakara sûresinin 183-184-185.” Âyet-i Kerimeleridir. Ve Hadis-i şeriflerdir. Bir de, üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin, Ramazan ile alâkalı mezkûr âyetlerden, 185. Âyeti tefsir ettiği, “Ramazan risâlesidir.”

Bu risâlenin, her satırı bir acâibtir. Bu risâleyi ilk okuduğum zaman, şimdiye kadar okuduğum eserlerin hiçbirinde olmayan, çeşitli ifade ve tâbirleri görünce mest olmuştum.

Meselâ, daha ilk girişte, “Birinci Nükte”deki şu ifade; “Ramazan-ı Şerifteki savm (oruç), İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin (İslâmın beş şartının) birincilerindendir. Hem şeâir-i İslâmiyenin (islâmî işaretlerin) âzamlarındandır (büyüklerindendir).”

Evet, burası çok acâib. Malûmunuz, İslâmın, Müslüman olmanın beş tane şartı vardır. İlk defa Müslüman olan bir kişinin yerine getireceği ilk şart nedir? Hemen en kolay, o anda yapılabilecek olan “kelime-i şehadet” getirmektir. Ondan sonra da, kolaydan zora doğru; namaz, oruç, zekât ve hacdır.  Peki, bu beş şartın zor olanı mı var? Evet var. İşte üstadın orada, “oruç, İslâmın beş şartının birincilerindendir.” demesi, demek ki, ikincilerinin, üçüncülerinin olduğuna delâlettir.

Nasıl öğrenmiştik bu beş şartın tasnifini? 1-) Bedenen yapılan ibadetler (kelime-i şehâdet, namaz, oruç) 2-) Yalnız mal ile (belli zenginlik ölçüsü) yapılan Zekât. 3-) Hem mal, hem de, bedenen yapılan hac. İşte, bunlardan ilk üçü, üstadın söylediği, İslâmın beş şartının birincileridir.

Yani, her ne kadar istılâhda İslâmın şartı beş ise de, birçok insan için, tatbikatta yapabildiği üçtür. Diğer ikisi zenginliği, ayrıca hac da, beden sıhhatini îcab ettirdiğinden, zengin olmayanlar için farz değildir.

Evet, Ramazan geldi, hoş geldi, safâ geldi. Nurlarla geldi, bereketle geldi. Sıhhat getirdi, selâmet getirdi. Allah’a dayanıp, güvenerek oruç tutanlar hiç telâş etmesin! Âyette ifade edildiği gibi, bunlar “sayılı günlerdir” ve çabuk geçer. Biz, şimdiye kadar ne Ramazanlar gördük… iki kış, iki yaz Ramazanını yaşadık Elhamdulillâh. Ramazanınız mubarek olsun, her anınızda Ramazan sevincini yaşayın inşâllah!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*