Bu kez yanan kömür değil, yürek

13 Mayıs Salı günü gerçekleşen patlamada; 300’e yakın ölü… Ve üzerinden çevrilecek siyaset. Birbirini hakarete boğma savaşının başladığı gün. Üzerinden bir hafta geçip unutulacak bir olay. Ne kadar da basit değil mi? Altı üstü 300 kişi ve gittikçe artan sayı.

Bu bir komplo diyenler, iyi olmuş diyenler. Kendi çocuğunun geleceğini düşünmeden bedduâ edenler. Oturup bir düşünün kendinize gelin. Bıkmadınız mı? Ölen çocuklar üzerinden siyaset yapmaktan. Hepimizin acısı büyük. Hepimiz biliyoruz ki: “Alınlarındaki yüz karası değil, kömür karası. Böyle kazanılır ekmek parası.” Onların tek dertlerinin ekmek parası olduğunu unutmayın! Saati 5 lira için yeraltına inen kahraman yiğitlerdir onlar. Evlâtlarını alın teriyle okutabilmek için evinin yolunu unutan işçilerdir onlar. Bu masum insanlar üzerinden kahramanlık yapmak isteyenler, sözüm size: Ne oldu da yüzü kara, kalbi pak işçilere sahip çıkıyorsunuz? Bir gövde gösterisi mi yapmak niyetiniz? Siz bunu çok iyi bilirsiniz! Çekin ellerinizi, “Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin” diyen kardeşlerimizin üzerinden!

Eğer gerçekten sahip çıkmaksa niyetiniz birlikte dökülelim meydanlara. Ama bu yürüyüş sessiz ve sakin olsun.. Yasımızın olduğu belli olsun. Yas nedir? Acım var susuyorum demektir. Aynı anda secdeye koyalım başlarımızı. Tıpkı Kâbe’deki siyah-beyaz, yaşlı-genç fark etmeden, zengin-fakir ayrımı olmadan. Açalım ellerimizi Rabbimize, “Affet Ya Rab Affet. Saati 5 lira için yeraltına inen kardeşlerimiz varken biz israf ettik. Biz hak yedik. Biz fakirin, masumun hakkını yedik. Ama Ya Rab akıllandık. Kardeşlerimizin yanındayız” diyelim…

Hakaret etmeden, suçlamadan, bedduâ etmeden…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*