Hücumlar ve Yeni Asya’nın duruşu

nejat-erenDemokrasi mücadelesinde bu ülkede önde gelen ve hiç kimsenin inkâr edemeyeceği ve eline su dökemeyeceği bir gazete ve cemaat varsa bu hiç kuşkusuz Yeni Asya gazetesi ve cemaatidir.

Özellikle milletin iradesinin göz ardı edildiği; “İhtilâl ve darbelere karşı duruşta!” Yeni Asyacılar bu konuda çok ağır bedeller ödemiştir. Fakat asla taviz vermemiştir. Yanında ve savunucu olmayı da bir zül telâkki etmiştir. Son meşum 15 Temmuz kalkışması veya darbe teşebbüsüne -adına ne derseniz deyin- karşı duruşu da nettir ve kesindir. Kesin kes tasvip etmemiştir ve en yüksek perdeden lânetlemiştir. Tam sayfa ilânlar, yazılar, haberler, yorumlar ortadadır.

Bütün bunlara rağmen içerden ve dışardan gazetemize, cemaatimize ve yazarlarımıza haksız ve insafsız saldırılar yapılmaktadır. Bu karşı saldırının düpedüz bir algı operasyonu olduğunun da farkındayız. Bunun bir hedef saptırma, karalama, yalan, iftira ve seviyesiz bir tezyif olduğunun da farkındayız. İçeriden gedik açma operasyonu olduğunu da biliyoruz. Bütün bunlara rağmen bazı saf dostların da bu kara propagandadan etkilenme ihtimali ve eğilimine karşı net ve kesin şunu söylüyoruz ki; sarsılmayın, savrulmayın, heyecanlanmayın, dik ve mert durun! Gazeteniz Yeni Asya’yı çok dikkatli okuyup iyi takip edin. Meşveretlerinizi usûlüne uygun yapın ve verilen kararlara sahip çıkın. Karalama kampanyalarına karşı yayınlarınızdan belge toplayıp dosyalayın ve lüzumu halinde hemen muhatabınıza ispat ve beyan edin.

Bizler Risale-i Nur’dan ve Üstadımızdan aldığımız dersle, başkaları ve bize saldıranlar gibi ağzımızı ve dilimizi bozamayız. Asla tasvip edemeyeceğimiz ifadelerden, hakaret ve ithamlardan mümkün mertebe uzak dururuz. Slogancı, eyyamcı ve “dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksanlardan” bir farkımız var ve olmalıdır. Beyin yıkama ve algı operasyoncu kurgu mühendislerinin çekim sahasına girmediğimiz için “fısıltı gazetesi” marifetiyle operasyon düzenlemek isteyenlere de kendi elimizle prim vermeyelim.

Biz slogancı bir grup ve cemaat değiliz. Biz birilerinin amigosu olmadık olmayacağız. Biz haksızlığın ve hukuksuzluğun yanında olmadık, olmayacağız. Biz konu mankeni ve kobay değiliz, olmadık, olmayacağız. Biz geçmişte gürültüye pabuç bırakmadık ve yine bırakmayacağız.

Demokrasi anlayışımız ve savunmamız cihanşümûldür. Birilerinin güdümünde düdük çalınca kalk, düdük çalınca otur, emir ve iradelerinin karşısında ve dışındayız. Biz dinin hiçbir dünyevî ve uhrevî konuya alet edilmesini tasvip etmedik, etmiyoruz ve asla etmeyeceğiz. Bunları yapanların tamamının karşısındayız.

Biz Yeni Asya olarak hukuku ve adaleti savunmakla kişileri putlaştırma arasındaki farkı iyi bilenlerdeniz. Biz aklımızı başkalarının cebine koymadık koyamıyoruz. Geçmişten beri Fethullah Gülen bizden ayrı oldu, biz de onunla aynı çizgide olmadık. Ama ona ve grubuna düşman da, alternatif de olmadık ve düşünmedik. O hareketin “devletle” olan ilişkilerindeki yanlışı ve tehlikeyi bize yakışan üslûp ve dozajda ilk olarak ve senelerden beri biz dillendirdik. Asil bir duruşla bize yakışan bir vakarla ikaz görevimizi yaptık. Düşmanlık ve haset yapmadık. O zaman bize siz “marjinal kaldınız, onları çekemiyorsunuz!” deyip yıllarca onlara her türlü yardım ve desteği verenler şimdi kalkıp bizi onlara destek verip savunmakla itham ediyorlar. Geçiniz! Şu anda biz; eskiden olduğu gibi yine; “hak” diyoruz. “Hukuk” diyoruz! İnsaf ve vicdan diyoruz.

Söz konusu haktır. Adalettir. Hukuktur. İnsaftır. Vicdandır. Tarafgirlik, insafsızlık, hukuksuzluk ve vicdansızlık olmamalıdır. Kime? Hiç kimseye karşı. Anarşist ve teröristi bile hukuk içinde yargılayarak cezasını vermek adaletin üstün vasfı, namusu ve şerefidir. Devlet denen kavram ve sistemin de vazifesidir bu!

Yeni Asyacılar; gazeteleriyle, yayınlarıyla, fikir ve beyanatlarıyla, tavır ve düşünceleriyle böyle duruyorlar. Bize bakanlar da bu zaviye ve açıdan bakarlarsa doğruyu tesbit ederler. Şaşı bakış yanlış yönlendirir.

Yeni Asyacı dostlar; gürültüye pabuç bırakmayalım. Şahs-ı manevimize, gazetemize, yönetimimize, başyazarımıza, bütün yazarlarımıza, cemaatimize, meşveretlerimize tam sahip çıkıp desteğe devam edelim. İnsan olmaktan doğan, olan hata ve kusurlar varsa kudsî dâvâdaki düstur, sistem, meşveretlerle, bize yakışan vakar ve üslûp ile düzelterek yola devam edelim.

Boş sözlere ve kasıtlı algı operasyonlarına kapılıp aldanmayalım. “Çelik Bilye” üzerindeki sinsi oyunların farkında olalım ve lütfen bunlara prim vermeyelim.

Biz kendimizi, tarihimizi, mukaddesatımızı, milletimizi, devletimizi, ordu ve güvenlik kuvvetlerimizi biliyoruz. Bütün bu kurumların doğrularının yanında, yanlışlarının da karşısında olduk ve bize yakışan irade ve kararlılıkla fikir bazında mücadele ederek bu tavrımızı aynen devam ettireceğiz inşaallah.

Yeni Asya mensubu olarak Allah’a şükür şimdiye kadar hiçbir içtimaî ve siyasî olayda yanlış bir kararımız olmadı. Şahs-ı manevinin duâ ve meşveretleriyle büyük ölçüde isabetli hareket ettik. Dinimiz, dâvâmız, cemaatimiz, milletimiz, basın dünyası ve devletimiz ve kurumları adına, ahlâkî değerler adına asla bir yanlışlıkta bulunmadık. İnsan olmanın gereği olarak kusursuz olamayız. Kasıtsız yapılan yanlışlıklar olmuşsa özür dilemişizdir. Dilemeyi de bir fazilet biliriz.

Hak hukuk adalet demokrasi mücadelesinde sabır ve istikametle, sarsılmadan ve savrulmadan hizmete devam edelim inşaallah.

Not: Gelecek mübarek Kurban Bayramı’nın, camiamıza, milletimize, İslâm âlemine, mağdur ve mazlûm Müslümanlara rahmet, sabır, selâmet ve saadet getirmesini Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*