Vesvesenin İlacı Bilmek tir

“Öyle ise, şu musîbetli vesvesenin aksâm-ı kesîresinden kesîrü’l-vuku’ olan yalnız beş vechini beyân edeceğim. Belki sana ve bana şifâ olur. Zîrâ, şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu dâvet eder, ilim onu tard eder; tanımazsan gelir, tanısan gider.”

 

Burada vesvese ile ilgili hastalıkların çok farklı şekillerde görülebileceği ve bunlardan en sık karşılaşılan beşinin ele alınacağı ifade edilmektedir. Vesvese, günümüz psikiyatri biliminin tanımladığı hastalıklardan Anksiyete Bozuklukları başlığı altında incelenenlerle uyumludur. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin kriterleri çerçevesinde bu hastalıklar altı grupta ele alınmaktadır:

• A- Panik bozukluk ve agorafobi: Bu durum anlam verilemeyen, aniden ve sebepsiz yere ortaya çıkan korku, endişe, tedirginlik ve panik halini ifade eder. Bu durumla uyumlu olarak kalp atımları hızlanır, nefes almakta güçlük, boğulma hissi, hatta ölüm korkusu yaşanabilir. Birlikte agorafobi adı verilen açık alanlarda bulunmaktan, ev dışında tek başına olmaktan veya kalabalıkta olmaktan korku halleri yaşanabilir. Çaresizlik ve utanma hisleri çoğunlukla belirgindir.

• B- Yaygın anksiyete bozukluğu: Korku, endişe, tedirginlik, belirsizlikten rahatsızlık duyma gibi belirgin bir sebebe ve açıklamaya bağlanamayan durumların en az bir ay süre ile devam etmesidir.

• C- Özgül fobi: At, köpek gibi bir nesneden ya da yüksekte bulunmak gibi belirli durumlardan korku halidir. Bu halin mantıklı bir izahı iç alemde de yapılamamaktadır.

• D- Sosyal fobi: Yine iç alemde mantıklı bir izahı yapılamayan şekilde kişinin toplulukta konuşma, soru sorma gibi hallerden korkmasıdır.

• E- Obsesif-kompulsif bozukluk: Zihne sürekli ve tekrarlayan şekilde istenmeyen düşüncelerin, meyillerin, sözlerin gelmesi hali obsesyon olarak adlandırılmaktadır. Bu, günlük yaşantıda daha çok takıntılar şeklinde ifade ettiğimiz kavrama yakın olmalıdır. Diğer taraftan belirli davranış şekillerine yönelim ve kişinin istemediği halde kendini yapmaya mecbur olarak algıladığı tavırlar ve hareketler kompulsiyon olarak adlandırılmaktadır. Bu durumlar benliğe yabancıdır direnilirse anksiyete meydana getirebilirler. Dini bir yaşantı sürmeye çalışan ve ibadetlerini yerine getirmeye çalışan kişilerde bu gruptaki anksiyete bozuklukları bir çok zaman vesvese şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

• F- Posttravmatik ve akut stres bozuklukları: Kişiyi yaralayan ve çok derinden etkileyen bir olayın ardından oluşan korku, endişe ve tedirginlik; anksiyete durumudur. Olay rüyalarda ve uyanıkken düşüncelerde tekrar yaşanır. Tekrar yaşama, bundan kaçma, aşırı hassasiyet halleri yaklaşık bir ay sürer.

Yirmi Birinci Söz’ün İkinci Makamı’nda dindar bir insanın hayatına anksiyete bozukluklarının ve özellikle de obsesyonların yansımasının genel olarak görülen beş şekli mevzu edilmiş ve bunların ortaya çıkış mekanizmaları ile kurtulma yolları anlatılmıştır. Bunlardan ilki, zihne gelen fakat kişinin kabullenmediği ve kesinlikle istemediği Rabb-ı Zülcelal’e karşı edepsizce sözlerdir. Bu hal bugünün psikiyatri biliminde obsesif bozukluk adı altında incelenen grupta ele alınmalıdır.

İkincisi, kişinin zihnine kalben ve aklen kabul etmediği, hatta çok büyük rahatsızlık hissettiği manzaraların gelmesidir. Bu da aynı grup hastalıklardandır.

Üçüncüsü, kutsi manaların dinen ve ahlaken kabul edilemeyecek manaları ve manzaraları çağrıştırmasıdır. Bu obsesif bozukluk şeklinde başlayıp genel anksiyete bozukluğuna dönüşebilecek bir durumdur.

Dördüncüsü, ibadetlerin en iyi şeklinin arayışı içinde ortaya çıkar. Bu da obsesif kişiliğin mükemmeli arayan, en ufak düzensizliğe tahammülü olmayan yapısı ile uyumludur. Dozunda ve yerinde bu kişilik yapısı kişiyi başarıya ulaştıracak özellikler arzederken, hastalık boyutunda hayatı azaba çevirip düzeltilemeyen şeyler için şiddetli bir anksiyete kaynağı olur ve sürekli mükemmel arayışı içinde normali kaybetmeye yol açabilir.

Beşincisi ise imani konularda ve Allah’ın varlığı ile ilgili olarak zihne ve kalbe gelen şüpheler ve bunların ferdin hayatında oluşturduğu dayanılmaz bunalımlardır.

Bütün bu durumlar Anksiyete Bozuklukları adı altında sıraladığımız hastalıklar grubundandır ve çözüm için atılacak ilk adım bunların bir hastalık olduğunu ve çözümünün oldukça kolay olduğunu bilmektir. Bunun ardından hastalığın mahiyetini, hangi mekanizmalarla ortaya çıktığını bilip, tavsiye edilen tedavi metotlarına uyulduğunda aynen başağrısının ilaçla geçmesi gibi çözüm bulunabilecek bir haldir. Bunun farkında olunmadığında, karşı karşıya bulunulan durumun mahiyeti bilinmediğinde iç alemde olay büyüyecek, akıl almaz boyutlara ulaşacak, ferdi kendinden ve yaşamaktan nefret eder hale getirebilecektir. Aslında buna benzer haller zaman zaman kliniklerde ve hastanelerde yaşanır. Hasta beti benzi atmış bir vaziyette, korku ve endişe ile elinde bir akciğer filmi ile doktorun yanına gelir. Hele de bu film bir gün önceden eline geçmiş de doktoruna gösterememiş ise o gece uykusuz ve kanser kabusları ile geçmiştir. Sabah doktoruna endişe dolu bakışlarla filminde bir beyazlık olduğunu, bunun kanser olmasından endişe ettiğini söyler. Doktor tebessümle o beyazlığın kalbin görüntüsü olduğunu ve herkeste olduğunu söyleyince büyük bir rahatlama yaşar. Farkeden tek şey bilgilenmiş olmaktır.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Vesvese konusuyla ilgili yazdıklarınızı okuyordum.Bu sorunu çok uzun yıllardır yaşamış biri olarak paylaşımlarınızın çok faydalı ve orjinal olduğunu söyleyebilirim bana çok iyi geldiler Allah razı olsun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*