Âlem-i İslâm Risâle-i Nur’a muhtaç

Âlem-i İslâm, şimdiki intibahı, vahdet-i İslâma çalışması, her halde Risâle-i Nur gibi eserleri arayacak…
 
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i imaniyede azimkâr kardeşlerim,

Evvela: Birinci vazife-i Nuriye, inşaallah matbaanın pek çok fevkinde iş görecek. Şimdi de şakirtlerine büyük sevaplar ve kuvvetli İmân hizmetleri veriyor. Acaba bu vazife ileri gidiyor mu, yoksa bu kışın ağır şeraitiyle geri mi kalıyor?

İkinci vazife de, Onuncu Söz, zeyilleriyle beraber, iki Mu’cizat risaleleri ve zeyillerinin ahirinde bulunmak lâzımdır. Birinci vazifesini bitirenler, yine mevcudu varsa, bir cilt içine almaya çalışsınlar; yoksa, tedarik etsinler. Çünkü âlem-i İslâm, şimdiki intibahı, vahdet-i İslâma çalışması, her halde Risale-i Nur gibi eserleri arayacak ve büyük dairelerin geniş nazarlarına elbette büyük mecmualar lâzımdır.

Saniyen: Sizin bana yardımınız iki cihetle pek zahir ve pek büyüktür.

Birincisi: Sizin fütursuz hizmet-i Nuriyede çalışmanız benim bütün musîbetlerimi ve sıkıntılarımı hiçe indiriyor, bilâkis sürurlara kalbediyor.

İkinci cihet: Kat’iyen biliniz ki, duânız, onların ağır ve işkenceli zulümlerini, benim hakkımda inayetkâr, maslahattar merhametlere çevirmesine sebep olduğuna katiyen şüphem kalmadı.

Ezcümle: Memurları ve halkları benden ürkütmeleri, beni büyük hatalardan ve tasannulardan ve ihlâsa münafi haletlerden ve vaktimi zayi etmekten kurtarıp, kader-i İlâhinin hakkımda, zulm-ü beşeri içinde tam adaletini ve inayetini gösterdi. Buna kıyasen, başıma ne gelse, altında bir rahmet var. Yalnız benimle meşgul olmaları için on dirhem zarar, Risale-i Nur’un on bin lirasını kurtarıyor. Onun için, siz hiç beni merak etmeyiniz. Hatta bazan damarlarıma dokunduracak tarzdaki ihanetlerine karşı bedduâ etmek isterken, onların yakında ölüm idamıyla, kabr-i haps-i münferitte azapları ve bu ihanetlerinin neticesinde bana ait maslahatları ve hizmetimize menfaatleri düşündükçe, bedduâdan vazgeçiyorum.

Salisen: Her hafta bir iki mektubunuz bana hem şifa, hem medar-ı teselli ve manevî bir sohbetle sizinle görüşmeye vesile olmasından, kemal-i şevkle postayı bekliyorum.

Umumunuza birer birer selâm ve duâ…
         Said Nursî
 Emirdağ Lâhikası, s. 119

                                                                                           
Salisen: Altmış beş sene evvel bir vali bana bir gazete okudu. Bir dinsiz müstemlekât nâzırı Kur’ân’ı elinde tutup konferans vermiş. Demiş ki: “Bu İslâmların elinde kaldıkça, biz onlara hakikî hâkim olamayız, tahakkümümüz altında tutamayız. Ya Kur’ân’ı sukut ettirmeliyiz veyahut Müslümanları ondan soğutmalıyız.”

İşte bu iki fikirle, dehşetli ifsat komitesi bu biçare fedakâr, mâsum, hamiyetkâr millete zarar vermeye çalışmışlar. Ben de, altmış beş sene evvel bu cereyana karşı, Kur’ân-ı Hakîm’den istimdat eyledim. Hakikate karşı kısa bir yol ve bir de pek büyük bir “Dârülfünun-u İslâmiye” tasavvuru ile, altmış beş senedir, âhiretimizi kurtarmak ve onun bir faydası olarak hayat-ı dünyeviyemizi de istibdad-ı mutlaktan ve dalâletin helâketinden kurtarmaya ve akvam-ı İslâmiyenin mâbeynindeki uhuvvetini inkişaf ettirmeye iki vesileyi bulduk.

Birinci vesilesi: Risale-i Nur’dur ki, uhuvvet-i imaniyenin inkişafına kuvvet-i İmân ile hizmet ettiğine kat’î delil, emsâlsiz bir mazlûmiyet ve âcizlik hâletinde telif edilmesi ve şimdi âlem-i İslâmın ekseri yerlerinde ve Avrupa ve Amerika’ya da tesirini göstermesi ve ihtilâlcilere ve dinsiz felsefeye ve otuz seneden beri dehşetli bir surette maddiyyun ve tabiiyyun gibi dinsizlik fikrine karşı galebe çalması ve hiçbir mahkeme ve ehl-i vukuf dahi onları cerh edememesidir. İnşâallah bir zaman da, sizin gibi uhuvvet-i İslâmiyenin anahtarını bulan zatlar, bu mu’cize-i Kur’âniyenin cilvesini âlem-i İslâma işittireceksiniz.
 Emirdağ Lâhikası,
“Reis-i Cumhura Ve Başvekile”
yazılan mektubdan, s. 438
 
LÛ­GAT­ÇE:

intibah: Uyanış.
vahdet-i İslâm: İslâmın birliği, beraberliği.
müstemlekât nâzırı: Sömürgeler bakanı.
akvam-ı İslâmiye: Müslüman kavimler, milletler.
mâbeyn: Ara; iki şey arası.
uhuvvet: Kardeşlik, din kardeşliği, samîmî dostluk.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*