Baş ile yapılan secde

İnsan birçok duygularla teçhiz edilmiş kıymetli bir varlık.

Bu sebepnle sadece maddî uzuvlarının işlediklerinden değil hissiyat ve duygularının hareketlerinden de mesul. Şairlerin hayalen yaptıkları hayret ve muhabbet secdelerinin dalâlet oluşu bu mesuliyetin bir göstergesi. Yaratılış itibari ile kendisinden bir farkı olmayan diğer bir insanı adeta kusurdan münezzeh görürcesine sena edenler, en önemli vakitlerini şahısları anmakla geçirenler, kalplerine şahıs sevgisi yerleştirenler, şahıslara başlarını eğerek muhabbet gösterenler, duygularını yanlış ve tehlikeli bir yöne sevk etmiş olanlardır.

“İnsanın bir ferdinde bir cemaat-i mükellefîn bulunur. Evet, her bir uzuv, birşey için yaratılmıştır. O uzvu, o şeyde kullanmakla mükelleftir. Meselâ, herbir hasse için bir ibadet vardır. Onun hilâfına kullanılması dalâlettir. Meselâ, baş ile yapılan secde Allah için olursa ibadettir, gayrısı için dalâlettir.” (Mesnevî-i Nuriye) Her bir uzuv ancak yaratılış amacında kullanılabilir. İnsan duygularına verilmiş olan ibadet istidadıyla ancak Allah’a kulluk eder. O duyguların ibadetini yerine getirmemekle birlikte hilâfına hareket etmek ise dünyada ve ahirette de zarar getirecektir.

Allah’a secde etmekle görevli olan başımızı, zikirle vazifeli dilimizi, marifetullaha açılması gereken kalbimizi fanilere tahsis etmenin ne büyük bir hata olduğunu sizlerin takdirine bırakıyorum.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*