Bu yaz Risale-i Nur Külliyatı’nı bitirmeye ne dersiniz?

Mevlânâ Hazretleri’nin başarıyla alâkalı güzel bir sözü vardır: “Dikkat, tertip, düzen ve çalışmak başarının anahtarıdır” diye. Mevlânâ Hazretlerinin bu güzel ve anlamlı tavsiyesi ışığında Bediüzzaman Hazretlerinin, müellifi olduğu Risale-i Nur Külliyatı’nı bu yaz okuyup bitirmeye ne dersiniz?

Evet; iyi bir planlama, gayretli bir çalışma, idealist ve kararlı bir tutumla, yaz mevsiminde yapacağımız bir plan dahilinde, Külliyat’ı bir bütün olarak okuyup bitirmek neden mümkün olmasın?

O Kur’ânî eserleri okumayı hayatımızda en önemli bir vazife telâkki ederek, iman hakikatlerinin tahsiline çalışmak bu zamanda en önemli bir vazifedir.

Zirâ “Risale-i Nur doğrudan doğruya Kur’ân’ın bâhir bir bürhanı ve kuvvetli bir tefsiri ve parlak bir lem’a-i i’câz-ı mânevîsi ve o bahrin bir reşhası ve o güneşin bir şuâsı ve o mâden-i ilm-i hakikatten mülhem ve feyzinden gelen bir tercüme-i mâneviyesidir.” (Hizmet Rehberi, s. 22)

Böylesine ulvî, Kur’ân’a dayalı manevî bir hazineyi okumak, insan hayatında çok ehemmiyetli bir yeri haizdir diye düşünüyoruz…

Çünkü Risale-i Nur “bu asrın ehemmiyetli ve manevi ve ilmî bir mürşidi” (A.g.e, s. 22) mahiyetindedir.

Bir diğer hususiyet de “Yazılan Sözler [R.Nur] tasavvur değil, tasdiktir. Teslim değil, imandır. Marifet değil, şehadettir, şuhuddur. Taklit değil, tahkiktir. İltizam değil, iz’andır. Tasavvuf değil, hakikattir. Dâvâ değil, dâvâ içinde bürhandır.” (A.g.e, s. 26)

Mükemmel ve üstün hususiyetlerle muttasıf bu Kur’ânî hakikatlerin tahsili yönünde Üstad Hazretlerinin mühim talebelerinden yüzbaşı Refet Beyin bir mektubunda “Risale-i Nur’un en bâriz hâsiyeti, usandırmamak. Yüz defa okunsa, yüz birinci defa yine zevkle okunabilir” demesine karşılık o Nur Üstad “Pek doğru demiş” diye mukabele eder. (Kastamonu Lâhikası)

Risalelerdeki bu hususiyet, şüphesiz Kur’an’dan mülhem oluşundan kaynaklanmaktadır.

Konumuzu Risale-i Nur’un okunmasının ehemmiyetiyle alâkalı birkaç hatırayla noktalayalım:

BEŞ YÜZ DEFA OKUSAM

“Bir sabah dersinde Asa-yı Musa okunurken Üstadımız sırayla bu eseri herkesin kaç defa okuyup, kaç defa yazdığını sordu. Herkes sırayla cevap verdi. Üstadımız dedi ki: ‘Ben beşyüz defa okusam yine ayrı bir mana anlıyorum.'” (V. Şaban ağabey, R. Nur Nedir?, G. Atasoy, N. Yay, s. 209)

GÜNDE 50 DEFA

“Üstad yazın bir harman vaktinde Sav köyüne gidiyor. Çiftçilere günde 50 sayfa okumalarını söylüyor. Onlar gündüz çalıştıklarını, bunun mümkün olmadığını söylüyorlar. Bunun üzerine ‘Yirmi veya on sayfa okuyun; bunun da mümkün olmaması halinde kitabı açın kapatın!’ diyor.” (A.g.e, s. 213)

KÖYÜN İHTİYARLARI…

“Üstad tarlaya gittiğinde köyün ihtiyarlarından birisi dayanamayıp sorar. Hocaefendi ‘Üç gündür geliyoruz, elinde küçük bir kitap okuyup duruyorsun. Hâlâ bitiremedin mi? Ben olsam şimdiye kadar bitirirdim.’ Haşir Risalesi’ni okumakta olan Üstad şöyle cevap verir: ‘Kardeşim, ben bu kitabı 70 defa okudum ve çok istifade ettim.'” (A.g.e, s. 45)

ŞAHS-I MANEVİ…

“Üstad 1959’da Ankara’ya ilk teşrifinde cemaat şahs-ı manevisinin ehemmiyeti üzerine durmuştu. Buyurmuşlardı ki: ‘Günde en az bir sahife Risale-i Nur okuyarak âlem-i İslâm’dan hâsıl olan şirket-i mâneviye sevabına dahil olmalı.'” (Hasan Okur, Cumhuriyet Dönemi İman Hizmeti, s. 54)

ÂMÎDEN PROFESÖRE KADAR…

“[R.Nur] bir âmîden tâ bir feylesofa kadar herkese hitap eder. Temsillerdeki hakikatları anladığınız size kâfidir. Bir bahçeye giren o bahçedeki elma ağacından boyunun yetiştiği dallarından eli yetiştiği elmaları yemesi kâfidir. Yüksekteki elmalar ise boyu uzun olanlarındır. Anlayamadık diye üzülmeyin. Ben de Risale-i Nur’a muhtacım. Tekrar tekrar okudukça dersimi alıyorum…” (Ahmet Gümüş, Son Şahitler, 4. Cild, s. 150)

Risale-i Nur Külliyatı’nın ehemmiyeti ve mahiyeti bir yaz programında okuyup bitirmekle daha iyi anlaşılır. Feyizli okumalar diliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*