Buyurunuz!

Ezanın semalarda yankılanmasına dakikalar kaldı.

Gün içinde bedenimize girmeyen yiyeceğin kıymeti açlıkla ortaya çıkıyor. Kuruyan dudaklarımıza dokunduramadığımız su, muhtaçlığımızın ifadesi olarak yankılanıyor.

Susuzluk…

Yavaş yavaş kendinde erime. İhtiyacın doruk noktası. Nefesin, dilin, damağın, boğazın arzusu. Kavuşulması en çok istenen nimet.

Su…

Yanı başımızda olup içemediğimiz, avuçlarımıza alıp dudaklarımıza uzatamadığımız bir derman. Susuzluğumuzun ilâcı.

Susuzluk suyu bekliyor.

Sofra hazır…

“Buyurunuz” emrini bekliyoruz.

Niyetliyim…

Ezanı bekleyen zerrelerime, hücrelerime kadar niyetliyim.

Dilim, kalbim, ruhum oruç hakikatinin teslimiyeti altında. Mânevî gıdayla beslenmeye çalışıyor. Açlığın midede kalmaması için direniyor.

Akıl da seyran etmesini, duygular da âb-ı hayat gibi akmasını diliyor.

“Niyetliyim” diyerek maddî manevî korunmaya çalışıyor. Dili kötü sözden, gözü haramdan, kalbi hevadan…

“Niyetliyim” diyerek ehl-i imanın dairesinde bir zincir olmayı diliyor. Seninle beraber kâinat oruçlu. Seninle beraber dünya Müslümanları oruçlu.

“Niyetliyim” diyerek çok geniş, kapsamlı bir kulluluğa erişmek…

Cüz’î iradeyi küllî iradeye teslim etmek.

“Buyurunuz” emri gelmek üzere.

Şükrün merkezinde kalbimiz atmaya başlıyor. Muhteşem buluşmaya az kaldı. Bedenin perhizine ara vermenin sevincine nâil olmanın şükrü hissedilmeye başlanıyor. Ehl-i iman aynı anda O’na teveccüh ediyor.

Umumî bir ibadet… Ayna misâli birbirine akis olması… Milyonlarca parçanın bir bütün olarak yeryüzüne yayılmasının sırrı. Sahurda aynı niyet, teravih namazında aynı aşk, iftarda aynı şükür.

“Buyurunuz”

Emir geldi.

Çok büyük, çok güzel ve erişilmesi zor bir duygu cereyan ediyor. Suyun boğazdan yudum yudum girişi, mideye kavuşması… Bir ürperti vücutta. Ayrı kalmanın özüne yerleşmiş sevinç, gayr-i ihtiyârî bedendeki rahatlamaya eş. Hâl dilin döktüğü nur. Ve bir günü daha tamamlamanın sonsuz hazzı. Kulluğu yerine getirmenin mükâfatı.

İftar ve ardından akşam namazı…

İki ibadetin arka arkaya gelmesinin meydana getirdiği feyzin teravihle nihayet bulması.

Sonra uyku…

Ruhun başka boyutlara yol alması.

Ve gece başlayan başka bir ibadet. Sahur geceye ne çok yakışıyor. Gündüze güneş, kula da ibadet yakıştığı gibi…

Ne çok ibadet var Ramazan’da.

İdrak etmek, niyeti halis tutmak ve hep bilinçli olmak duâsıyla…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*