Kur’ân bütün insanlara rahmettir

Image
Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım. Hidâyetiyle amel edelim.
 
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Kur’ân-ı Kerim, bütün insanlara rahmettir. Çünkü herbir insanın şu hakikî âlemden kendisine mahsus hayalî bir âlemi olduğu gibi, herkes kendi meşrebine göre Kur’ân’dan fehim ve iktibas ettiği, hâfızasında kendisine has bir Kur’ân vardır ki, onun ruhunu terbiye, kalbini tedavi eder.

Ve keza, Kur’ân-ı Kerimin bir meziyeti şudur ki: Bütün ulemâ ve ehl-i meşrep gibi herkes hidayeti için, şifası için müteaddit sûrelerden ayrı ayrı âyetleri ahz edebilir. Çünkü, bir âyetin sair âyât-ı Kur’âniye ile pek ince münasebetleri, ittisal cihetleri vardır. Aralarında vahşet yoktur. Bu itibarla, müteaddit sûrelerden alınan âyetler küçük bir Kur’ân hükmünde olur.

Mesnevî-i Nuriye, s. 120

***

Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım. Hidâyetiyle amel edelim. Ve onu vird-i zebân edelim. Evet, söz odur ve ona derler. Hak olup, Haktan gelip, Hak diyen ve hakikati gösteren ve nurânî hikmeti neşreden odur.

Sözler, 7. Söz, s. 36

***

Kur’ân nedir, tarifi nasıldır?

Elcevap: On Dokuzuncu Sözde beyân edildiği ve sâir Sözlerde ispat edildiği gibi, Kur’ân, şu kitâb-ı kebîr-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi; ve âyât-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi’ dillerinin tercümân-ı ebedîsi; ve şu âlem-i gayb ve şehâdet kitâbının müfessiri; ve zeminde ve gökte gizli esmâ-i İlâhiyenin mânevî hazînelerinin keşşâfı; ve sutûr-u hâdisâtın altında muzmer hakâikın miftâhı; ve âlem-i şehâdette âlem-i gaybın lisânı; ve şu âlem-i şehâdet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen iltifatât-ı ebediye-i Rahmâniye ve hitâbât-ı ezeliye-i Sübhâniyenin hazînesi; ve şu İslâmiyet âlem-i mânevîsinin güneşi, temeli, hendesesi; ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası; ve zât ve sıfât ve esmâ ve şuûn-u İlâhiyenin kavl-i şârihi, tefsir-i vâzıhı, bürhan-ı kâtıı, tercümân-ı sâtıı; ve şu âlem-i insaniyetin mürebbîsi; ve insaniyet-i kübrâ olan İslâmiyetin mâ ve ziyâsı; ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi; ve insaniyeti saadete sevk eden hakiki mürşidi ve hâdîsi; ve insana hem bir kitâb-ı şeriat, hem bir kitâb-ı duâ, hem bir kitâb-ı hikmet, hem bir kitâb-ı ubûdiyet, hem bir kitâb-ı emir ve dâvet, hem bir kitâb-ı zikir, hem bir kitâb-ı fikir, hem bütün insanın bütün hâcât-ı mâneviyesine mercî olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi’ bir kitâb-ı mukaddestir. Hem, bütün evliyâ ve sıddîkîn ve ürefâ ve muhakkikînin muhtelif meşreplerine ve ayrı ayrı mesleklerine, herbirindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve herbir mesleğin mesâkına muvâfık ve onu tasvir edecek birer risâle ibraz eden mukaddes bir kütüphâne hükmünde bir kitâb-ı semâvîdir.
İkinci Cüz ve Tetimme-i Târif: Kur’ân Arş-ı Âzamdan, İsm-i Âzamdan, her ismin mertebe-i âzamından geldiği için, On İkinci Söz’de beyân ve ispat edildiği gibi, Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi itibâriyle, Allah’ın kelâmıdır; hem bütün mevcudâtın İlâhı ünvânıyla Allah’ın fermanıdır; hem bütün semâvât ve arzın Halıkı nâmına bir hitâbdır; hem rubûbiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir; hem saltanat-ı âmme-i Sübhâniye hesâbına bir hutbe-i ezeliyedir; hem rahmet-i vâsiâ-i muhîta nokta-i nazarında bir defter-i iltifatât-ı Rahmâniyedir; hem ulûhiyetin azamet-i haşmeti haysiyetiyle, başlarında bâzan şifre bulunan bir muhâbere mecmûasıdır; hem İsm-i Âzamın muhîtinden nüzûl ile Arş-ı Âzamın bütün muhâtına bakan ve teftiş eden hikmetfeşân bir kitâb-ı mukaddestir.

Sözler, 25. Söz
 
LÛGATÇE:

 
meşreb: Huy, mizaç, tarz.
fehim: Anlayış.
ahz: Alma.
ittisal: Bitişme.
âyât-ı tekviniye: Oluşla, yaratılışla ilgili âyetler; varlıklarda görülen deliller.
sutûr-u hâdisât: Hâdiselerin satırları, mânâlı olaylar.
muzmer: Gizli, saklı, örtülü.
avâlim-i uhreviye: Âhiret âlemleri.
tercümân-ı sâtı: Parlak tercüman.
mezâk: Zevk alma, tad duyma. Tad duyulan yer, damak.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*