
Kur’ân öğrenimiyle ilgili olarak “28 Şubat süreci”yle birlikte uygulamaya konulan ‘yaş sınırı’ hâlâ devam ediyor olsa da, millet nezdinde reddedilmiş, itiraz edilmiş bir uygulamadır.
28 Şubat sürecinde alınan bu yanlış kararlar ülkemizde büyük ölçüde fiilen devre dışı kalmış olsa da, benzer sıkıntıların ‘yavru vatan’ KKTC’de yaşandığı anlaşılıyor. Gazetelere yansıyan haberlere bakılırsa, KKTC’de yaşananlar 28 Şubat sürecini bile aratır cinsten!
Haber özetle şöyle: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Millî Eğitim Bakanlığı ve Din İşleri Dairesi’nin birlikte koordine ettiği yaz Kur’ân kursları sendikaların baskınına uğradı. Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı’nın ‘Yaz Kur’ân kurslarına asla izin vermeyeceğiz’ ifadeleri Ada halkının büyük tepkisine sebep olurken, aileler çocuklarını Kur’ân eğitimi için Türkiye’ye göndermeye hazırlanıyor. Sendikanın buna da karşı çıktığını belirten Demokratik Haklar ve İnanç Platformu sözcüsü, baskınlara KKTC (yöneticilerinin) sessiz kalmasını eleştirdi. Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı, kursların siyasi bir amaca hizmet ettiğini iddia edip, şunları söylüyor: ‘Kur’ân kurslarına karşıyız. Bunu engellemek için sendika olarak elimizden geleni yapacağız. Yaz tatilinde çocuklar sadece tatil yapmalı.’” (Zaman, 3 Temmuz 2010)
Kur’ân öğrenmeyi engellemek için çırpınan bu ‘yasakçı’lar niçin şunu anlamak istemez: Zorla Kur’ân öğretilemeyeceği gibi, Kur’ân öğrenmek isteyenler de engellenemez. Bu çocukları birileri zorla mı Kur’ân öğrenmeye gönderiyor? Ailelerin Kur’ân öğrenmesini istedikleri çocuklarına kim ve hangi hakla engel olabilir? Bu yasakçılar şunu da unutmasınlar ki, onların ‘ağababaları’ bile bu milletin çocuklarının Kur’ân öğrenmesine engel olamamışlar ve bundan sonra da olamazlar.
Hem, Kur’ân öğrenmenin kime ve kimlere zararı olmuş ki? Kur’ân insanlara ‘insan’ olmayı öğretir. Kur’ân hayat kaynağımız ve onun öğrenilmesi de çocuk yaşlarda daha kolay olur. Kur’ân öğrenmeyi ‘siyasî’ bulmak kadar yanlış bir şey olamaz. Biz, 28 Şubat sürecinde yaşananlara itiraz ederken, KKTC’de o süreci de aratan uygulamaların olması gerçekten ibret verici.
Kur’ân’ı öğrenmeden hayatı öğrenmek mümkün mü? Kur’ân’ı bilmeyen, tanımayan nesillerden kime fayda gelmiş ki, KKTC’ye fayda gelsin?
Yıllar önce bir KKTC seyahatimiz esnasında (Yeşilyurt’ta) sokakta gördüğümüz okul öğrencilerini, ‘din dersi’ soruları sorarak bir anlamda ‘imtihan’ etmiş ve aldığımız cevaplar karşısında üzülmüştük. Demek ki KKTC’deki sıkıntının kaynağı geçmiş yıllara dayanıyor. İnşâallah KKTC yöneticileri kısa sürede bu yanlıştan döner ve Kur’ân öğrenmesini engellemekle övünen sendikalara gerekli tepkiyi gösterir.
“Kur’ân öğrenme mevsimi”nde böyle haberler duymak fayda vermez, vesselâm…
Benzer konuda makaleler:
- Kur’ân öğrenme mevsimi
- Şeyh Nâzım dua bekliyor
- Kur’ân’a yaş sınırı büyük utanç
- Kur’ân’ı sevdir
- Çocuklar, “eğlenceli” Kur´ân kurslarını sevdi
- Şimdi bunlar mescid de ister
- Camiler çocuklarla şenlendi: Yaz Kur’ân kursları sona erdi
- Kur’ân kursları 4+4+4’ün neresinde?
- Kıbrıs hizmetleri yükselişte
- Ebeveynlere Kur’ân kursu çağrısı

İlk yorum yapan olun