Neyyire El-Sabah’tan Greta Thunberg’e

Maksadımız; zihinleri berrak ve zamanları çok kıymetli okuyucularımıza, magazin bilgi ve haber vermek, elbette değil… Fakat çoğu kez hakim cereyanlar; meşum fikir ve icraatlarını sergilemeden önce gayet masum örtüler hazırlarlar. Efkâr-ı amme o masum görünen manzaralara bakarken, global aktörler de söz konusu örtülerin arkasında yapacaklarını yaparlar. Ve kamuoyu uyandığında, artık vakit çok geçtir.

Son zamanlarda “manipülasyon” kelimesini sıkça işitiyor veya okuyoruz. Türkçede ”yönlendirme, düzenbazlık, sahtekârlık, iğfal, kandırma, uyutma, alâvere veya entrika” manalarına da gelen bu Latince kelime çok manaları karşılayınca fazlaca kullanılıyor. Bu mananın insanlığın sosyal hayatı kadar eski olduğunu da söyleyebiliriz. Toplumu idarede esas olan “ efkâr-ı ammeyi” kandırarak iş yapmanın bu usûlü, tarih boyunca kullanılagelmiş. Denilebilir ki, mazideki bütün ihtilâl, karmaşa ve devrimlerin arefesinde öyle veya böyle bir manipülasyon mevcuttur.

Tarihî örnekleri çoktur. Troçki’nin yetiştirmesi militanın Avusturya Prensi’ni öldürmesiyle 1. Dünya Savaşı’nın başlaması, Şükrü Kaya ve ekibince tezgâhlanan 31 Mart öncesi olayları, bizdeki 12 Eylül İhtilâli’nin olgunlaşması için sokakta kırılan beş bin gencimiz, Çevik Bir ile Bekir Yıldız’ın aktörlük yaptıkları 28 Şubat arefesi, meşhur BOP fitnesinin düğmesi hükmündeki “İKİZ KULELERİN” yıktırılması ve daha yüzlerce tarihî manipülasyon…

Başlığımızdaki Greta’yı tanımayan ve bilmeyenlere kısaca takdim edelim. On altısındaki bu İsveçli kızımız, global sermayenin önemli sorumlularından Al-Gore’un elinden on üç yaşında iken “iklim aktivisti” madalyası almış. Sonra şöhretin merdivenlerinden yukarıya doğru yürümüş: 2018 BM İklim Konferansında, Avrupa Parlamentosu’nda, daha birçok uluslar arası konferansın kürsülerinde dünyaya hitap ettiktikten sonra; nihayet geçen Eylül’de BM Genel Kurulu’nda bütün dünya liderlerine hitap etti ve onları dünya ikliminin değişmesinden sorumlu tutarak adeta fırçaladı. Global sermayedarların himayesindeki Greta, birçok insanımızı tedirgin ettiği gibi, bizi de, başka felâketleri görmemize engel olabilir düşüncesiyle endişeye sevk ediyor. Al Gore veya Goldman Sachs ile irtibatlı STK’ların yardımıyla sahne tutan Greta’nın 1 söylediği gerçeklerin neyi örttüğü merakı, ister istemez birçok insanda uyanıyor. Bildiğiniz gibi manipülasyonların halka bakan yüzleri gerçeklerle örtülüdür. Fakat sahne arkasında hazırlananlar, genellikle gösterilenlerle tam bir tenakuz teşkil ederler. Hele bu iğfal ve aldatmacalar bilim ve teknoloji ile de paketlenmişse, efkâr-ı amme onu belki de yıllar sonra anlayacak. Hakikati takip etmeyen yüz milyonlar da, “yalanlarla “ ömürlerini bitireceklerdir.

Neoliberal sermayenin elinden tutup kürsülerde konuşturduğu Greta’nın rolünü önümüzdeki zamanlarda net öğreneceğiz. Fakat çevreyi en çok kirletenlerin, Amerika ve Avrupa “çevre standartlarından” kaçarak üretimlerini Çin, Hindistan ve Bangladeş’e kaçıran dinozorların” çevreci ve yeşilci” kesilmelerinin hikmeti yalnızca Avrupa demokrasisini zaafa uğratmak üzere “yeşil siyasetlere” destek olmak ile izah edilebilir mi? Yok efendim çevreye zarar veriyor, yasaklansın denilerek yep yeni bir tüketim sahası mı açıyor bu haris insanlar… Geleneksel büyük partileri zaafa uğratıp AB’yi siyasî krizlere sürükleyerek yollarındaki engeli kaldırmak mı istiyorlar… AB düşmanı Neoliberallerin kahramanlarını İsveç’ten seçmeleri de manipülenin bir başka parçası olmalı. Artist bir baba ve opera sanatçısı bir anneden gelen Greta’nın seçiminin de tesadüfi olmadığını anlıyoruz bu arada.

Greta bahsi yüzlerce tedai ile birlikte, Neocon’ların düğmeye bastıkları “Körfez Savaşı” öncesindeki tiyatroyu da hatırlattı bize… Saddam’ı Kuveyt’e ikna edenler; Kuveyt’in Amerika Büyükelçisi’nin on üç yaşındaki kızı Neyyire El-Sabah’a da tıpkı Greta’nın elindeki metne benzer metinler hazırlamışlardı. Onu da tesirli ve dokunaklı konuşmalar için eğitmişlerdi. Kuveyt hastahanelerinde, küvözdeki bebelerin Iraklı askerlerce öldürüldüklerini BM kürsüsünden bütün dünyaya duyurarak dünya kamuoyunu hem BOP’a, hem Saddam’ın infaz sürecine ve hem de “Arap Baharına” hazırlayacaklardı Neyyire’yi siper alanlar… Cehaletle malûl olunca İslâm dünyası ve Asya, Meksika Körfezi’nde petrole bulanmış kuşların görüntülerinden daha nice yalanlara kadar malzemeler çıkarılmıştı Körfez Savaşı’na. Tıpkı Fransalı Yahudi kardeşlerin kurdukları El-Cezire ekranlarından, dünya kamuoyuna gösterilen binlerce yalana kadar.

Greta Thunberg’in söylediklerine katılmamak mümkün değil elbet. Fakat Neoliberal ve Neoconları durduramayan Amerika ve Avrupa, Greta’nın isteklerine hep uzak kalacak. Latin Amerika ve Afrika’yı dehşetli usûllerle sömürürken tüm hayatı tehdit beden bu aç gözlü çete ile baş etmenin biricik yolunun “demokrasi” olduğunu, Al Gore gibi bütün Batılı siyasetçiler biliyorlar. Demokrasi inançları zayıf ve başta mazlûm Çin halkı olmak üzere milyarlarca insanın sömürülmesine göz yumanların, iklim ve çevre için döktükleri gözyaşlarına inanmak elbette mümkün değildir. Bekleyelim, görelim Greta’nın yürüyüşünü…

Dipnot:

1. Hüseyin Vodinalı, Aydınlık, 30.9.2019.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*