Risale-i Nur açısından hayata bakış penceresi

Hasbihal

altDünya, insanlık, İslâm alemi, Türkiye, Müslümanlar, bütün toplum, cemaatler, aile ve şahsi hayatın büyük bir sıkıntı, stres, sarsıntı ve problemlerle boğuştuğu ortak bir tespit ve kanaattir.

Dünyada ve ülkede meydana gelen anormal şartların getirdiği toplumda ve insanlar da genel bir suskunluk, korku, endişe ve tedirginlik vardır.

Savaşların; mal, mülk ve bedenlere getirdiği bunca yıkım ve tahribattan daha elem, dehşet ve vahşet verici olan ise insanlardaki ruhi bunalım ve akıl tutulmalarıdır.  Derdi veren Allah muhakkak ki dermanını da vermiştir. Bu nimet ve bahtiyarlığın en fazla kıymetini bilip, idrak eden, yaşayan ve takdir edenlerin başında Risale-i Nur talebeleri gelir. Çünkü onlar Risale-i Nur Külliyatından aldıkları derslerle şunu bilip itikad etmişlerdir ki;

“Kürei arzın bu yangın ve fırtınalarından selametle kurtarmanın yolu, Risale-i Nur’un dairesine sadakatle girmekle olacağına inanırlar.”

“Bir adamın imanını kurtarmak, on mümini velayet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha sevaplı olduğunu bilirler.”

“Risale-i Nur talebelerinin hizmetinde bir keramet, bir inayeti Rabbaniye ve bir ikramı İlahi olduğunun idrakinde olarak Cenab-ı Hakka hadsiz şükür ederler.”

“Bütün dünyadaki bu kahredici havanın ve bunca zorluklardan kurtulmanın çaresinin, Risale-i Nur’un gözüyle bakmak, kudsi vazifenin gereği olan ciddiyet ve şevkle hareket etmeyi vazife bilirler.”

“Çünkü onlar, başkaların korkup çekilmesi halinde, hamiyet sahiplerinin şevkini, gayretini artırdığına inanırlar. Gidenlerin vazifelerini de yapmaya kendilerini mecbur bilirler.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nur’dan aldıkları imanı tahkiki derslerinin nuru ve gözüyle, herşeyde rahmeti,  özü, kemali hikmeti, cemâli adaleti müşahede edip, kemali teslimiyet ve rıza gösterirler.

“Çünkü onlar, lüzumsuz ve mâlâyâni işlerle uğraşıp vazifei hakikiyelerini ve lüzumlu işlerini bırakıp, dünyevî, âfâkî ve siyasî boğuşmalara merakla dinleyip, ruhlarını sersem, akıllarını geveze etmezler.

“Çünkü onlar, yalnız ahiret hayatını değil, dünya hayatının da saadet ve lezzetinin bunca tecrübelerle, Risale-i Nur’un imanî ve Kur’anî derslerinde bulanabileceğini bilir ve inanırlar.”

“Çünkü onlar, Kur’anın işaretiyle, “Risale-i Nur talebelerinin imanla kabre girecekleri” müjde ve açık kerametini bilir ve inanırlar.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nurun bu zamanın bir mürşidi talebelerine bir virdi ekber olabileceğini bilirler.”

“Çünkü Risale-i Nur talebeleri birbirinin ibadetinden hissedar olduklarından emindirler.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nur’u okurlar, yazarlar ve her zaman ihtiyatla hareket ederler.”

“Çünkü Risale-i Nur talebeleri birtek vücut hükmünde olduğuna kanaat ederler.”

“Çünkü Risale-i Nur talebeleri hakiki bir tesanüd içindedirler.”

“Çünkü Risale-i Nur’un hakikî ve sadık şakirtlerinin aralarındaki iştiraki âmâli uhreviye kanunuyla, samimi ve halis tesanüd sırrıyla herbir halis, hakikî şakirt, bir dille değil, belki kardeşleri adedince dillerle ibadet edip istiğfar ederler.”

“Çünkü Risale-i Nur’un has talebeleri, bâki elmaslar hükmünde olan hakiki iman vazifesi gereği zalimlerin satranç oyunlarına bakmadan kudsî vazife ve hizmetlerini yaparlar.

“Çünkü Risale-i Nur’un has ve sadık talebeleri, gayet şiddeti nefretle siyasetten kaçarlar.

“Çünkü onlar, Risale-i Nur hizmetine bilmeyerek zarar verebilecek eserlere itibar edip bakmazlar.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nur’un hüsnü cereyanına zarar ihtimali olan akımlara karşı fevkalade sadakat, ihlas, hakkı görerek, aldanmadan, hizmetle mükellef olduklarını bilir ve neticeleri ve muvaffakıyetin, Cenab-ı Hakka ait olduğunu bilirler.

“Çünkü onlar, Risale-i Nur’un manevi şahsiyeti ve çok talebeleri içinde, bilmedikleri gayet yüksek bir makam sahibi bir zâtın tesirat ve kumandası hissedip, biçare ve fani şahıslara bağlanmazlar.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nur’un şahsı manevisinden gelen şifa duasının, yüz bin doktora mukabil geleceğine kanidirler.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nur’un talebeleri ve masumların ettikleri şifa dualarının harika bir surette tesirini göstereceğine inanırlar.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nurun hakiki İslâmiyete dair ihtiyaçlara kâfi geldiğine inanırlar.”

“Çünkü onlar, Risaletü’n Nur’un bir talebesinin, yirmi dört saatte birbirlerinin hüsnü hatime ve saadeti ebediyeye mazhar olmalarına inanırlar.”

“Çünkü onlar, aksiyoner, kendisiyle ve toplumla barışık bireyler olma yolundadırlar.”

“Çünkü onlar, Üstadları Bediüzzaman’ın kendini feda ederek davayı tabana yaydığını bilirler.”

“Çünkü onlar, İslâmın manevi cihadında enerjisini en fazla sarf edeceklerin Nur Talebeleri olduğunu hem bilir hem yaşarlar.”

“Çünkü onlar, nurların yazılmasının, okunup-tashihi, neşri tamamlanmış olduğunu, artık gerçek manada, derinlemesine okuyarak mana ve özünü şahıslarında bir bir yaşamaya bağlı olduğu kanaatindedirler.

“Çünkü onlar, Risale-i Nur ve Bediüzzaman’ın kendilerini ve Müslümanları gerçek İslâm kimliğine kavuşturduğunu, buluşturduğunu bilirler.”

“Çünkü onlar, asırlarca devam eden tahribatının çok büyük olduğunu, Üstadlarının ve Risale-i Nurların her alanda tamiratçı olduğunu bilirler ve buna çalışırlar.”

“Çünkü onlar, Üstadları Bediüzzaman’ın fıtrî hayatın orijinal ve temizliğiyle hemhal olarak, kışırdan fazla etkilenmemiş, özde bir hizmeti tesis ettiğinin farkındadırlar.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nurların 135 parça eserin her birinin ayrı bir tefsir hükmünde olduğunu bilirler.”

“Çünkü onlar,  “İhlâsta” maneviliğin, kudsiyetin, semaviliğin ulviliğini ve muhafazasının önemini bilirler.”

“Çünkü onlar, Risale-i Nur konusunda kendilerini değil oradaki hakikatlere ayna olmak lazım geldiğine inanırlar.”

“Çünkü onlar, şahsî mizaç ve huylarını kudsî davanın esaslarına karıştırmamaya dikkat ederler.”

“Çünkü onlar, “Hizmet konusunda üstadlarının “hizmet” anında rahmeti İlâhiye karşısındaki bir halim var ki.” Dediği gibi olarak. Kendinden geçmenin gereğine inanırlar.

(Kaynak: Kastamonu Lahikası)

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Tebrik ederim. Çok elzem bir konuya deginmissiniz. hele son iki cümle nasıl içinde bulunduğumuz durumu yansıtmış. Şahsi hislerimizi benligimizi hizmete karıştırıyoruz maalesef

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*