“Sultan Süleyman-ı Kanunî, kesretli kırk çeşme sularını İstanbul’a getirdiği vakit, Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi ona demiş: Hilaf-ı şeriat kanunları Avrupa’dan getirdiğin cihetle, İstanbul’a öyle bir b.k s..tın ki; o getirdiğin suların cümlesi üzerinden akıp geçse, yüz senede temizleyemez.”1
AKP 20 senede ne kadar değerimiz varsa yerle bir etti hattâ, yerin dibine geçirdi.
Din bir âlet oldu. O kadar ucuz kullanıldı ki, âdeta ayaklar altına alındı.
Rüşvet, hırsızlık, mallara çökme,fail-i meçhul cinayetler, mafya sıradanlaştı. Kısa zamanda zengin edilen, silahlı çete kuran ve dünyayı üzerimize salıp bizi rezil eden adamlar, el altından yurt dışına kaçırıldı.
Reza Zarrablar, SBKlar, Sedat Pekerler. Sıra Çakıcılarda.
Başlarına belâ oldu, bertaraf etmek için çeşitli planlar kuruluyor. Suriyeli, Afgan vb. memleketlerden “ensar” adı altında araya karışıp sınırı geçen, cihadistlerle ilişkin iddialar…
Daha evvel 15 Temmuz’un finansörleri deyip şeytanlaştırılan devletlerle gizli iş birliği…
Dünya arenasında karnemiz kötü olduğu gibi gri listedeyiz, bir adım sonrası kara… Neresinden tutararsanız kelin perçemi.
Bütün bunlar göz önünde cereyan ediyor da… Ya müdafiler? Her ne varsa baş göz üstüne deyip bağırlarına bastılar.
Canan Kaftancıoğlu’na verilen ceza siyasî mi, hukukî mi diyorsun; dinsiz deniliyor. Kavala’ya müebbet ceza insanî mi diyorsun; Soroscu deniliyor.
Bülent Arınç gibiler bile zulümlere yumuşak perdeden de olsa yanlış diyor, desen; f..cü deniliyor. Peki, madem f…cü neden garibanlar içerde, onun gibiler zirvede diyorsun; tıss…
Onca zulümler, hapisler, kanserli hastalar, tabutla tahliyeler, işinden aşından edilen KHK’lılar diyorsunuz, “e onlar terörist” deniliyor. Mahkeme fezlekelerini, iddianameleri okudunuz mu diyorsun, yargı var, deniliyor.
Kısaca din, iman, hukuk, kanun her şey darma duman.
Bu köşede bu mevzular çokca işlendiğinden şimdilik kısa kessek de tesirleri seneler boyu sürecek.
Harikulade bir şey olmazsa bir sene içerisinde sandık önümüze gelecek. Şu hâliyle AKP’nin iktidarda kalması mümkün görünmüyor. Bu ekonomi, bu iç/dış politikadaki fecaatler AKP’yi bitirecek. Fakat o giderken ardında bıraktığı tahribatlar…
Öyle değerler kaybettik ki, yüz senede ne emekler, ne çilelerle kazandıklarımız 20 senede siyaset/ hilafet (hayali) uğruna bir bir harcandı.
Dindar Anadolu insanı da dindar iktidar diye altından halının çekildiğini fark etmediği gibi safdirunluğundan iktidara destek verdi.
Bu süreçte; başörtü serbest edildi, fakat dindar gençlik yetişmediği için sadece aksesuar olarak kaldı. Cemaatler, camiler siyasetten nasibini aldığı için irtifa kaybettiginden, üniversite okuyan gençler dershaneler yerine yurtlara yönlendirildi. Dolaysıyla 80’lerde 90’larda dershanelerden yetişip dünyaya dağılarak büyük hizmetler yapanların yeri doldurulamadı. Bu boşluğu siyaseten bekleyenler bile hakiki dinin çok aşağılara indiğini kabul ediyorlar.
Velhasıl; Kanunî gibi cihan imparatoru, İlay-ı kelimatullahı üç kıtaya götürdüğü halde şeriata münafi kararlar aldığı için şeyhülislam Zenbilli Ali Efendiden çok tedib yemiştir.
Ne dersiniz, bu gün âlimler günahlara fetvacı olup, Zenbilli Ali Efendiler olmadığından bunlar başımıza gelmiş olabilir mi?
Dipnot:
1.Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Benzer konuda makaleler:
- Memuriyet bir hizmetkârlıktır, tahakküm aleti değil
- Hangi kanun ile?
- Beşer kanun yapabilir mi?
- Dindar nasil yetiştireceğuz?
- Atatürkçüleri Koruma Kanunu: 5816
- Rızânın neresindeyiz?
- Aşılan(ma)ma hürriyeti
- Batı dönüşüyor mu?
- Erdoğan da helalleşir mi?
- Ben senin aklına şaşayım, aklına!
Evet, Hazreti Adem atamız zamanindan , Habil ve Kabille başlayan hayat-memat, İman-Küfür mücadelesi, Şeytan-ı aleyhillanenin ALLAH’IN C.c emrine inkıyad etmemesiyle de IRKCILIK veya kendisini daha üstün görme ve karşısındaki kardeşini küçük ve değersiz görme his ve duyguları ,bulaşıci bir hastalık şeklinde İNSANLIĞA bulaşmış ve bulaştırılmış. Ahirzamanın Deccalizm ve Süfyanizm gibi dehşetli ŞAHS-MANEVİLERİN müşterek çalışma ve Aldatarak yaptıkları faaliyetleriyle İNSANLİĞIN BAŞINA bir asırdan fazla bir zamandan beri MUSALLAD OLUP ifsad etmektedirler. “Hem Deccal’ın rejimine ve teşkil ettiği komitesine ve hükûmetine ait garib halleri ve dehşetli icraatı, onun şahsıyla münasebetdar rivayet edilmesi cihetiyle manası gizlenmiş. Meselâ: “O kadar kuvvetlidir ve devam eder; yalnız Hazret-i İsa (A.S.) onu öldürebilir, başka çare olamaz.” rivayet edilmiş. Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, öldürecek; ancak semavî ve ulvî, hâlis bir din İsevîlerde zuhur edecek ve hakikat-i Kur’aniyeye iktida ve ittihad eden bu İsevî dinidir ki, Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın nüzulü ile o dinsiz meslek mahvolur ölür. Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir.”(Şualar – 581). Onların iktidar olması ve iktidarda kalması için her şey MÜBAH sayıldığı için, HABİBULLAH sav,ahirzaman eşhası MÜTHİŞİNE KARŞI siyaset yolu ve tarzıyla mukabele edilemeyeceğini mucizane bir şekilde haber vermiş. Zamanın ALİM-İ MÜBAREKİNE kulak asmayan ve tanımazdan gelenlerin metod ve çabaları hep boşunadır. Alim de olsalar Cahillerdir. Nokta. Demekki, DECCALİZMİ tamamen yok etmek eşyanın tabiatına ters ve iman- küfür mücadelesi de KIYAMETE kadar devam edeceğine göre, o zaman tek ÇARE VAR: O da tüm inananların,bilhassa İSA aleyhisselam ve ümmeti ile MÜSLÜMANLARIN ,bu dinsizlik, ahlaksızlık ve HUKUKSUZLUKLARA ve de KATLİAM VE KIYIMLARA beraberce engel olup,manevi bir SEFERBERLİK İLAN EDEREREK İNSANLIĞA SIRADIL MÜSTAGIMİ gösterip,İman ve KUR’AN Tefsirleri Risale-i NURLARLA Sahili Selamete ulaştırması şarttır. Bunun başka alternatifi kalmamıştır.