Arabistanlı Lawrence

Hollywood’un unutulmaz filmi Arabistanlı Lawrence’ın oyuncusu Peter O’Toole ölmüş. Defalarca televizyondan özellikle TRT’den izlediğimiz Arabistanlı Lawrence, 1. Dünya Savaşı sırasında Arabistan Yarımadasında, İngiliz subayı bir casusun Arapları Osmanlılara karşı kışkırtmasını konu edinmekte bildiğiniz gibi.

Filmde, İngiliz subayı Lawrence karakteri Araplara özgürlük bağışlayan bir savaşçı görünümünde. Gerçekte Lawrence, İngilizlerin kullandığı sonradan bir paçavra gibi çöpe atılan basit bir subaydı.

Aktör O’Toole gerçek hayatının son demlerinde “yaşam boyu başarı Oscarı”nı almıştı.

“Hâlâ oyunun içindeyim” diyordu, “Belki de kahrolasıca şeyi kazanırım gerçekten de” diyordu.

Neyi kazanacaksa? Tipik bir alkolikti.
***
İngilizler sömürge dönemi sonrası kırılan onurlarını tamir etmek için Lawrence gibi hikâyesi olan bir karaktere ihtiyaç duydu… 1967’de henüz yaşı genç olan Peter O’Toole bu rolü verdiler. Hakkını yemeyelim, genç oyuncu, gerçek Lawrence’i bile kıskandıracak kadar başarılı bir oyun sergiledi bu filmde.

Nihayetinde İngilizler uzun bir dönem Lawrence üzerinden propaganda yürüttüler.

Biraz daha detaylandıralım:

İngilizlerin propaganda çalışmaları aslında 1. Dünya Savaşı sırasında devreye girerken, toplum içinde ve dışında roller oynanmaya başlamıştır meselâ.

1. Dünya Savaşında propaganda faaliyetleri dünyayı önemli ölçüde meşgul ederken, eş zamanlı olarak insan hayatını da büyük ölçüde etkilemiştir.

Düşünün o dönem askere alınan sivilleri savaştırabilmek için var gücünle gençleri kullanacaksın, diğer yandan savaş endüstrisini sürdürebilmek için propaganda silâhını yanına alacaksın.

Kiliselerde bitmek bilmeyen vaazlar, yanı sıra savaşan ülkelerin askerlerinin ve sargılar içinde yaralıların konuşturulduğu mitingler… Gazetelerde ve dergilerde yer alan savaşta yaşananları anlatan acımasız hikâyeler ve kullanılan fotoğraflar tipik propaganda malzemeleri arasında sayılmıştır.
***
Sömürge altında tuttuğu ülkelerden çekilirken bile gerek tanıtım gerekse kültür alanında propaganda yapmaktan geri durmadı İngilizler.

“Beyaz adam” kültürü onlara aittir meselâ.

Kültür alanında gerçekleştirdikleri propaganda yetmiyormuş gibi film şirketleri kurarak propagandalarına özel bütçe ayırdılar.

Bunlardan biri işte Arabistanlı Lawrence filmiydi… Sinema sektöründe sistematik bir şekilde başka bir filmle daha yaptılar: Ajan “007 James Bond!”
***

Propaganda zaten kabul edilemez bir fikir yayma eylemidir. Öyle ki, propaganda yapıcılar dahi propaganda yaptıklarını kabul etmez. Çünkü hedef kitlenin fikirlerini, bilinçaltına seslenerek değiştirmeye çalışmaktadır. Bu sesleniş, biçim olarak baskıdan, inattan ve zaaflardan yararlanmaktadır.

İngiliz propagandanın temeline baktığınızda sömürdüğü ülkenin gelenek ve kültüründen çok inancına karşı bir tavır alır. Yani hedefi 12’den vurma yöntemidir bu.

Önce Müslüman olan kişiler hedef alınır, değersizleştirilir. Sonra da inanca olan öfke dışa vurulur. Böylece Müslümanlara karşı bir korku medyası oluşturularak bütün Müslümanların kötü imaj kazanmalarına sebep olunur.

Müslümanların aslında potansiyel birer terörist gibi gösterme çabaların altında gariptir, İngiliz siyasetinin etkin bir baskı oluşturduğunu söylemek gerçek dışı olmayacaktır, inanın.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*