Başörtüm

Image
Bunca yıldır bize yapılan haksızlıklara karşı genellikle ezilen taraftık. Her ülkede kadın olmak zordur, ama Türkiye’de kadın olarak yaşamak en zorudur. Çünkü bizim ülkemizde kadın da ikiye ayrılır. Başörtülü ve açık. Gerici ve laik…

Her hakkımızı elimizden aldılar. Bizi her zaman “örümcek kafalı” saydılar. Bugüne kadar ben hiçbir kimseye “Neden açıksın?” demezken; dinimin emrini yerine getirdikten sonra her gören; “Neden kapandın?” dedi.

Okulda çoğu öğretmen ve arkadaşımın gözünden düştüm. Çoğu kişi tanımamazlıktan geldi. Hiçbirisine aldırmadım. En büyük desteğim ailemdi. Her genç gibi hakkımız olan eğitim hakkımızı elimizden aldılar. Benim de çok hayalim vardı. Ben de doktor, mühendis, hemşire olmayı çok isterdim. Ama yine de suskunlukla ve başımı açmadan devam ettim.

Benim de açık birçok arkadaşım var ve hepsiyle çok iyi anlaşıyorum. Bana karşı hiçbirisi kendilerinden ayrım yapmıyor. Çünkü aslında ben de onlar gibiyim. Bunu biliyorlar. Ben de kendimi onlardan ayırmıyorum. Çünkü ayrılamayız…

Geçenlerde bir marketin servis sırasında önünden geçtiğimiz bir bayan bize karşı ağır hakaretlerde bulundu. Onun dediğine göre, her şeyi biz karıştırıyormuşuz. Biz, biz kimiz? Biz bir terör örgütü müyüz? Biz, sadece başını örten dört kızdık. Toplumun kurallarını bozduğumuzdan bahseden o kadın, ayrımcılığı yaparak aslında kendinin bozduğunun farkında değil mi? Biz haklı olarak üzüldük, kızdık ve kendi aramızda konuştuk. Yanındaki bayan konuşmamızdan rahatsız oldu ve susmamızı söyledi. Ama diğer bayan hâlâ konuşuyordu. Sadece yanımdaki kuzenlerime şunu söyledim ve onların da duymasını istedim. Bunu duyduktan sonra herkesin sesi kesildi. “Tamam, her şey onların olsun, hiçbir şey istemiyoruz. Siz, biz diyerek ayırımcılık yapan onlardır. Biz demiyorlar…”

Kimse benim özgürlüğüme karışamaz. Çünkü ben de kimsenin özgürlüğüne karışmıyorum. En son sözleri; “Çocuklarda hiç suç yok, bunlar ekilen tohumun meyveleri” dendi. Ben böyle bir meyve olmaktan gurur duyuyorum. Bizler öcü böcü değiliz. “Tayyip’in askerleri” değiliz. Bizler siyasî bir simge veya propaganda malzemesi değiliz. Bu toplumun bir ferdiyiz. Herkesin hakkına biz de sahibiz. Eğitim hakkımızı elimizden aldınız. Söylemediğiniz lâf kalmadı. Ama şu anda her ülkenin saygı duyduğu bir dini yaşamaya çalışıyoruz. Dünya İslâm’a koşarken siz İslâm’dan uzaklaşıyorsunuz. Herkes kapılarını bizlere açarken, sizler bizi dışlıyorsunuz. Bizi dışlayan herkese sesleniyorum; “Ne yaparsanız yapın, örtümü başıma takmam beni ben yapan bir değerimdir. Bizler ortalığı karıştırmıyoruz, ayrımcılık yaparak siz ortalığı karıştırıyorsunuz…”

Korkmuyorum, korkmayacağım, kimse de korkmasın. Bizler dinimizin emriyle hareket ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Bir gün bizi küçük görenleri asla küçük görmeyeceğim. Çünkü kimsenin benim yaşadıklarımı da yaşamasını istemiyorum. Artık bizi de toplumun bir ferdi olarak görün…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*