Beyanat ve Tenvirler

Beyanat ve Tenvirler önemli içtimâî ve siyasî hakikatlerin toplandığı bir eserdir. Yaş ve kuru her şeyi, yani kâinatın bütün sırlarını içinde barındıran Kur’ân-ı Kerîm’in hakikî bir tefsiri olan Risale-i Nur’da izah edilmeyen bir mesele yok gibidir. Aradığımız her şey içinde mevcuttur. İçtimâî ve siyasî meselelerde soracağımız her soruya ve nasıl bir çizgi takip etmemiz gerektiğine dair merak edilen her şey için, Beyanat ve Tenvirler Risale-i Nur’dan süzülmüş bir hülâsadır.

Bediüzzaman Said Nursî siyasete bakışımızı şu şekilde izah etmektedir: “Otuz beş senedir ki siyaseti bırakmıştım ve Nurculara da ‘Bırakınız!’ diyordum. Sebebi, siyaset ihlâsı kırar. Fakat şimdi hissettim ki, bazı münafıklar dindarları perde yapıp dini siyasete âlet; sonra da siyaseti dinsizliğe âlet etmeye çalıştıklarından safdil dindarların hatırı için bir-iki defa siyasete baktım.” Burada da izah edildiği gibi, Risale-i Nur Talebelerinin gayesi dinin siyasete ve siyasetin dinsizliğe âlet edilmesine engel olmaktır. Özellikle burada dikkat edilmesi gereken “safdil dindarların hatırı için” sözüdür. Çünkü en çok aldanan—dinin siyasete âlet edilmesinde—safdil dindarlar olmaktadır. Bu tahribatı engellemek, ”dindar” insanların da nasıl bir siyaset izlemeleri gerektiğini göstermek, vatan ve millet maslahatı namına Risale-i Nur Talebelerinin görevidir.

“Şimdi milletin arzusuyla şeair-i İslâmiye’nin serbestiyetine vesile olan Demokratlar, hem mevkilerini muhafaza, hem vatan ve milletini memnun etmek çare-i yegânesi; ittihad-ı İslâm cereyanını kendine nokta-i istinad yapmaktır” diyen Said Nursî, demokratların milletin en büyük arzusuna verdiği ehemmiyeti takdirle anmakta, Demokratlığın milletin arzusuna kulak vermek olduğuna değinmekte, Demokratların Bağdat Paktı gibi çalışmalarla sağlamaya çalıştığı İttihad-ı İslâm’a onları teşvik etmektedir.

“Şimdi bir kısmı dindarlık perdesine girip Demokratları din aleyhine sevk etmek veya kendileri gibi tahribata sevk etmek istedikleri katiyen tebeyyün ediyor. Hatta ulemanın resmî bir kısmını kendilerine alıp Demokratlara karşı sevk etmek ve Demokratın tarafında, onlara mukabil gelecek Nurcuları ezmek; ta Nurcular vasıtasıyla ulema, Demokrata iltica etmesinler” diyen Said Nursî, özellikle dindar insanları hatta din adamlarını dahi demokrat aleyhine geçirmek için çalıştıklarını söylemektedir. Demokratları siyaseten güçsüzleştirme taktiklerine bir bir değinmektedir.

“Maatteessüf bazı müfrit ve mason ve komünistler, Demokrat aleyhinde olduğu halde kendini Demokrat gösteriyorlar ki; Demokratları tahribata sevk etsin ve din aleyhinde göstersin, onları devirsin” diyerek Nurcu üniversite gençliği adına yazılan mektupta en çok Demokratları tahrip eden şeyin, Demokrat olmadığı halde, Demokratlar içinde bulunup, Demokratlığı tahrip etme girişiminde bulunanlar olduğuna değinilmektedir.

“Üstadımızdan, ne için Demokrat Parti’yi muhafazaya çalıştığını sorduk, cevaben, ‘Eğer Demokrat Parti düşse, ya Halk Partisi veya Millet Partisi iktidara gelecek” diyerek belirtilen hakikatten de anlaşıldığı gibi, demokratlar düşünce bu partiler ve özellikle Millet Partisinin milliyetçi ve dindar görünümlü versiyonları Demokratlar yerine gelmiştir. İsim farklılıkları hakikati değiştirmemektedir. “Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, şimdi Kur’ân ve İslâmiyet ve vatan hesabına bütün kuvvetiyle ve talebeleriyle, dersleriyle Demokrat Partinin iktidarda kalmasını muhafazaya çalıştığına, biz Demokrat Parti mensupları ve Nur Talebeleri katî kanaatimiz gelmiştir.” Evet, Bediüzzaman’ın Demokratları desteklemesindeki mana ve gerekçe bu şekilde izah edilmektedir.

“Kardeşlerimiz yanlış basmamak için bazı şeyleri söylemek isterdim. Fakat Risale-i Nur benim bedelime konuşuyor dedim, yüzümü çevirdim” diyen Said Nursî, bütün bu hakikatleri bizlerin yanlış basmaması için izah etmekte, kıyamete kadar da yanlış basmamak için, kendisi bedeline konuşan Risale-i Nurları dinlemeye ve anlamaya çağırmaktadır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*