Her kurban bayramından sonra böyle olur…

Elhamdulillah, yarım asırdan fazla bir zamandır kurban bayramlarını idrak etmekteyiz. Bu müddet içerisinde, her aya, her mevsime tekâbül eden bayramlar gördük, yaşadık. Benim burada, hep dikkatimi çeken bir şey olmuştur. O da, kurban bayramında, Müslümanlar Cenab-ı Hakk’ın emrini yerine getirip, kurbanlarını kestikten sonra, hava unsurunun vaziyetidir.

Belki sizlerin de dikkatini çekiyordur. Kurbanlar kesildikten sonra, ortalığı kaplayan, kurbanlıklardan geriye kalan artıkların temizlenmesi işidir. Gerçi insanlar ellerinden geldiği kadar bunu yapmaya çalışıyor ama yine de tam bir temizlik yapılamıyor. İşte burada, yine Cenab-ı Hakk’ın “Kuddüs” İsm-i celilinin tecellisi ortaya çıkıyor. Rabbimiz, insanların yardımına hava unsurunu seferber yaparak, yağmur yolluyor.

Bu durumları müşahede eden rahmetli annem “yavrum, Allah yağmur yağdırıp kurbanların kanlarını temizliyor” derdi. Gerçekten de öyle. Onun kudreti ile bir-iki günde kokuşan, kan görüntülü manzaraları Rabbimiz, bir anda gönderdiği yağmur unsuruyla temizliyor, ortalığı pak temiz yapıyor. Hatta dikkat ederseniz, bayramın ilk günlerinde genellikle günlük-güneşlik bir hava oluyor. Ta ki, kurban kesen Müslümanların işleri kolaylaşsın. Ondan sonraki günlerde yolladığı yağmurla ortalık tertemiz yapılıyor.

Kâinattaki düzeni, intizamı en güzel şekilde sağlayan Rabbimizin işine bizler burnumuzu sokmasak, hakikaten kâinatın düzeni bozulmayacak ve insanoğlu da o dünyada çok güzel ve rahat yaşayacak. Ah, o hasis menfaatler yok mu, işte onlar için kâinattaki de, dünyadaki de düzenler bozuluyor ve insanoğlunun rahatı kaçıyor.

Bu vesileyle, kurban meselesinde ileri-geri konuşarak, Müslümanlara kurban yüzünden dil uzatan bazı kendini bilmezlere şaşmamak elde değil! Yahu, et lokantalarında en âlâ kebapları yiyeceksin, ondan sonra da kalkıp konuşacaksın. Yani, bu etler nereden geliyor? Onlar da kesilmiyor mu? Çok hayvan severseniz, hayvanlara zulmeden canilere gidin konuşun. İspanyadaki her sene yapılan “boğalara işkence yapa, yapa öldürme” seanslarını görmüyor musunuz?  Ya da, Afrika’da “safari” adı altında, sığır v.s gibi zavallı hayvanların, aslan, kaplan gibi canavar hayvanlar tarafından nasıl canlı canlı parçalandığını görmek için düzenlenen seferlerden haberiniz yok mu? Yapmayın Allah aşkına!

Ne diyelim artık? Allah, kestiğimiz kurbanlarımızı kabul, bundan sonraki kurban bayramına da sağ-salim kavuşmamızı nasib eylesin İnşâallah!     

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*