Ramazan, Kur’ân ve insan

Dünyanın hemen her tarafında bulunan, temsil ettikleri değerlerle varlıklarını hissettiren Müslümanlar aracılığıyla, İslâmî değerlerin ve ibadetlerin de adeta küreselleştiği bir asır yaşanmaktadır.

Her ne kadar İslâmiyet’e ve Müslümanlara dönük kara propagandalar yapılsa da dünya; Müslümanları, İslâmiyet’i ve Kur’ân’ı merak etmekte ve araştırmaktadır. Özellikle de son zamanlarda Ramazan ayı vesilesiyle dünyanın hemen her tarafında oluşan farklı bir iklim, gayr-i müslimlerin dikkatlerini çekmektedir.

Ramazanı yaşayan Müslümanların inanç ve duygu dünyalarını, orucun insan üzerindeki etkilerini, Ramazan vesilesiyle verilen fıtır sadakası ve zekâtın içtimâî hayat üzerindeki olumlu yansıması gibi meseleler Müslüman olmayanların dikkatlerini çekmekte ve araştırma, inceleme konuları olmaktadır. Hatta bu gayr-i müslimler Müslümanlarla birlikte iftar sofralarına oturmakta, devlet bazında Müslümanlara iftar yemekleri verilmekte ve hatta oruç bile tutmaktadırlar.

Böylelikle Ramazan ayı Müslümanlar için sadece nefis terbiyesi değil, İslâm’ın doğru anlatılması, ifade edilmesi ve anlaşılması açısından da bir fırsat sunmaktadır.

RAMAZAN ORUCUNUN DUYGULAR ÜZERİNE ETKİLERİ

Ramazan ayında Müslümanlar sahur ve iftar vakitlerini takip ederek, şehvet, gadap gibi duygularını kontrol edip aslında tam bir irade eğitimi yapmaktadırlar. Yani duyguların yönetilmesine dair çok önemli bir ibadeti gerçekleştirmiş olmaktadırlar.

Evet, oruç, insana iradesini terbiye etmeyi öğreten çok önemli bir ibadettir. İnsanı her yönüyle olgunlaştıran, kendine güven duygusu kazandıran ve daha içinde pek çok hikmetleri barındıran bu terbiye ayından nasipsiz olmak belki de insaniyeti kaybetmekle eşdeğer olacaktır.

Özellikle her şeyi hemen elde etmeyi hedefleyen haz merkezli bir yaşam felsefesini benimseyen, tahammül ve sabır gibi erdemleri unutan, kör hissiyatıyla şimdiki küçük hazır lezzetleri ilerideki büyük lezzetlere tercih eden asır insanları için aslında tam bir terbiyedir.

Stres, obsesif bozukluklar, depresyon, anksiyete bozukluğu, dürtü kontrolsüzlüğü, anti sosyal kişilik bozuklukları gibi bir çok psikolojik hastalıkların tedavisinde de orucun önemli katkıları olduğu bilim adamları tarafından ispat edilmiştir.

Oruç ibadeti insana iffeti öğretir. Zira sahip olduklarını ve senin mülkün olduğunu düşündüğün onca nimeti Allah’ın izni olmadan yememek ve hatta kimselerin olmadığı bir ortamda dahi, senin olana, elini uzatamaman, ciddî anlamda ruhî bir kemal ve edep vermektedir ki kimselerin görmediği yerde bile Allah’ın gördüğünü ve harama el uzatmamak gerektiği edebini insana öğretmektedir.

Ramazan, Kur’ân ayıdır. Bediüzzaman Ramazan Risalesi’nde “O Ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık hidayet delillerini taşıyan ve hak ile batılın arasını ayıran Kur’ân o ayda indirilmiştir.” (Bakara: 185) âyetini tefsir etmiş ve dokuz hikmetle Ramazan ayını ve oruç tutmanın faziletlerini bizlere anlatmıştır.

Kur’an ahlâkı ile ahlâklanmanın ve Kur’ân’ın meziyetlerinin bizlerde tezahür etmesinin şartı, Ramazan orucunu tutmaktır. Bu yüzden ne mutlu o kimselere ki Kur’ân’ın indirildiği ay olan Ramazanın kıymetini bilip, takdir etsin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*